Her iyi fikir en az bir kez reddedilir

Hangi alanda olursa olsun; teknoloji, bilim, sanat veya iş dünyasına yeni ve ilerici bir fikir sunuyorsanız, reddedilmeye ve hatta fikrinizle alay edilmesine hazır olun. Üstelik tüm bunları fikriniz iyi olmadığı için değil, bazen iyi olduğu için yaşayacaksınız.
Bugünün modern dünyasını borçlu olduğumuz birçok dahi, başarıya giden yolda defalarca reddedildi. Hatta bu hikayelerden bazıları efsanevi hal aldılar. Harry Potter serisinin yazarı J.K Rowling’in yaşadıklarını duyduğunuza eminiz. Bilmiyor olabileceğiniz ise mevcudiyeti değiştirecek yaratıcı fikirlere karşı örülen direnç duvarının bilimsel sebeplerini ortaya koyan bir araştırmanın varlığı.
Doçent Dr. David Burkus şöyle açıklıyor, “Hepimizin yaratıcılığa karşı doğal bir ön yargı beslediğimize dair sağlam kanıtlar var. Psikoloji alanında gerçekleştirilen araştırmalar, nihayet beynimiz yeni fikirleri nasıl kabul ettiğine (veya reddettiğine) ışık tutuyor.”
Araştırma, mevcut durumu değiştirme potansiyeline sahip fikirler ile karşılaştığımızda, hayatımızda kontrolümüz dışında yaşanan değişimlere karşı hissettiklerimize çok benzer duyguların ortaya çıktığına işaret ediyor. Bu noktada akla ilk gelen kelime şüphesiz “kaygı”.
2010 yılında Cornell, North Carolina-Chapel Hill Üniversitesi ve Wharton School of Business tarafından gerçekleştirilen “Yaratıcılığa Karşı Ön Yargı: İnsanlar Neden Yaratıcı Fikirler İster ve Onları Reddeder” isimli bir diğer araştırma ise problemi şöyle özetliyor: “Bu endişe ve korku bizleri yaratıcı fikirleri ve uzun vadeli kemikleşmiş rutinlerimizi değiştirecek konseptleri reddetmeye itiyor.”
Araştırmaya göre probleme sebep olan etken belirsizlik. Her iki araştırmada da, katılımcıların belirsizlik öngördükleri durumlarda yeni fikirleri reddetme eğilimine girdikleri saptandı.

Bundandır ki, ne zaman gerçekten inandığınız bir fikri çeşitli kanallar aracılığıyla insanlara sunup, onay beklediğinizde kinayeli yaklaşımlar veya doğrudan reddedilme ile karşılaşmanız bir hayli doğal bir durum.
Bu veriler, reddilme korkusunun yersizliğini iyiden iyiye ortaya koyuyor. Öte yandan, modern dünyayı değiştiren birçok fikrin defalarca reddedildiğini de unutmamakta fayda var. Birkaç örnek vermek gerekirse:
Starbucks’ın kurucu CEO’su Howard Schultz’un İtalyan usülü kahve dükkanlarını ABD’ye getirme fikri 217 yatırımcı tarafından reddedildi. Bu yatırımcılar için sabahları kahve kuyruğunda beklemek herkesten daha zor olsa gerek…