İster küçük bir işletme sahibi olun ister şirketler zinciri, içinde bulunduğunuz piyasada kalıcı ve başarılı olabilmenin yolu kendinizi en doğru şekilde tanıtmaktan geçer. Hatta bu durum bazen başlı başına bir ülkenin kendisi için bile geçerli olabilir.

Hazır Cumhuriyetimizin yeni yaşını kutluyorken, sizi bundan 96 yıl önceye; henüz yeni kurulmuş gencecik bir ülkenin, sesini dünyaya duyurma çabasına ve tarihin belki de en dâhiyane PR projesine uzanan bir yolculuğa davet ediyoruz.

Yıl 1924… Atatürk’ün emriyle Hollanda’dan bir gemi satın alındı. Orijinali siyah renkte olan bu gemi, Haliç tersanelerinde beyaza boyandı ve 2 yıl süren restorasyonlarla son haline getirildi. Adı Karadeniz Vapuruydu…

Mustafa Kemal Atatürk’ün Mudanya’dan binerek salonlarını, güverte, kamara ve mutfağını bizzat dolaşıp personeliyle tek tek tanıştığı bu gemi, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin dünyaya açılan kapısı olacaktı.

İçinde Hereke halıları, Kütahya çinileri, Edirne sabunları, lokumlar, fındık, incir, üzümler ve tamamı Türk topraklarına ait pek çok ürünün yanı sıra Anadolu Medeniyetler Müzesi’nden seçilmiş antika eserler ve bakır tepsiler gibi el işçiliği zanaat ürünlerinin yer aldığı stantlar bulunuyordu.

Salonlarında Sanayi-i Nefise Mektebi öğrencilerinin yaptığı heykel, resim ve bibloların sergilendiği geminin duvarları da Türk ressamların tablolarıyla süslenmişti. Hatta gemi için özel bir logo bile tasarlandı: Elinde asa yerine denizcilik işletmelerinin amblemini taşıyan Haber Tanrısı Hermes…

Yolcularının tamamının Türk aydınlardan oluştuğu Karadeniz Vapuru, Mustafa Kemal Atatürk’ü Bandırma’ya bıraktıktan sonra, üstlendiği büyük görevi gerçekleştirmek üzere yola çıktı. Tam 86 gün boyunca neredeyse tüm Avrupa’yı dolaştı.

Geminin tanıtımı için İngilizce, Fransızca, Almanca ve Rusça broşürler bastırılmıştı. Bunun yanı sıra ürünlerin üzerindeki etiketler de 4 lisandan oluşuyordu. Türk aydınlar, gemiyi ziyaret eden Avrupalılarla onların lisanında sohbet edip ülkemizi tanıtıyor, Karadeniz Vapuru gittiği her ülkede birinci sayfa haber oluyordu. Uğradığı her limanda insanların binebilmek için saatlerce kuyrukta beklediği Karadeniz Vapuru’nu 100 binden fazla kişi ziyaret etti.

Mustafa Kemal Atatürk’ün “Dünyanın bize gelmesini beklemek yerine, biz dünyaya gidelim.” vizyonuyla yola çıkarak hayata geçirdiği bu eşsiz PR projesi Türkiye’nin aydınlık yüzünü çok kısa sürede tüm dünyaya tanıtmayı başardı ve geride tüm girişimciler için ilham olacak bir hikâye bıraktı.

Hayatımızın her anında her birimize ilham olacak nice hikâyeyle dolu Cumhuriyetimizin 97. yaşı kutlu olsun…

Yazar Hakkında

mm

Girişimcileri, şirketleri, yatırımcıları ve profesyonelleri bir araya getiren geniş bir ekosistem olan İTÜ Çekirdek, kimyadan elektroniğe, bilişimden biyogenetiğe tüm sektörlere açık bir girişimcilik merkezidir.

Close