Mimari modelleri sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojisi ile çok daha işlevsel hale getiren AR Pandora ekibinin bir bölümü İTÜ Çekirdek ofisinde çalışırken, iş geliştirme departmanı ise ABD’de faaliyet gösteriyor. Girişimin kurucusu Kemal Akçalı ile AR Pandora’dan İTÜ Çekirdek’e kadar birçok konuyu konuştuk.

– Öncelikle AR Pandora ekibini tanıyabilir miyiz?

Kemal: “Şu an AR Pandora ekibi sekiz kişiden oluşuyor. Ofisimizde bizimle olan arkadaşlarımızdan Hazal iletişimcimiz, Hilmi yazılım mühendisi, Asena bilgisayar mühendisi, Caner mimar, Bora ise 3D artist. Bir de ABD olan ve iş geliştirme üzerine çalışan Alper var. Yine bir bilgisayar mühendisi olan Sıla arkadaşımız var, bize uzaktan destek veriyor. Ben de işin yazılım tarafıyla ilgileniyorum ama okulu bitirip mühendis olamadım. Gördüğünüz gibi benim dışımda herkes alanında üniversite mezunu.”

– Peki nasıl bir araya geldiniz?

Kemal: “Benim İzmir’de bir reklam ajansım var. Müşterilerimizden birisi inşaat firmasıydı ve günün birinde bir fuar için bizden çözüm istediler. Fuara götürebilecekleri bir maket yoktu ve o kadar kısa süre içerisinde bir maket yapmaları mümkün değildi. Ben önce maket konusunda ısrar ettim, Caner’i aradım ama o da bana ‘maket yetişmez’ diyince farklı bir çözüm arayışına yöneldik. Biraz araştırdıktan sonra karşımıza sanal gerçeklik konsepti çıktı. Çok kısa bir süre içerisinde Caner projenin modellemelerini yaptı, biz de yazılımı geliştirdik ve müşterinin ihtiyacını karşıladık. Hani ‘Lean Startup’ yaklaşımında ‘önce müşteriye gidin’ prensibi vardır ya; müşteri bize geldi, çok hızlı çözüm ürettik ve ürettiğimiz o çözümden AR Pandora doğmuş oldu. Esasen geliştirdiğimiz o çözümü çok iyi bir fiyata satınca ‘demek ki bu satılıyormuş’ dedik ve işi daha ileri taşımaya karar verdik.

Daha sonra Caner’le birlikte Etohum sürecine katıldık. Baktık işler iyiye gitmeye başlıyor, ben Hilmi’yi aradım. Hilmi benim daha önce batırdığım girişimimde de ortağımdı. Daha sonra bir yazılım firmasında çalışmak için Hindistan’a gitmişti. Ben aradım ‘bu kez batmayacağız, gel bize katıl’ dedim. O da bir hafta sonra işinden ayrıldı ve Türkiye’ye döndü. Böylece üç kişi olduk.

IMG_0483

Etohum sürecine katılmak için İstanbul’a geldiğimizde kalacak yerimiz yoktu. Hazal da benim eski arkadaşlarımdan biri, hemen onu aradım ve bir süre onun evinde kaldık. O süreçte Hazal da bizim ekibe dahil oluverdi.

Daha sonra Etohum aracılığıyla İTÜ Çekirdek ile tanıştık. Aslında o dönemde bir seçim süreci vardı ama sonuçlanması bir ay civarında sürecekti. Biz İzmir’den geldiğim için İstanbul’da o kadar uzun süre kalmam mümkün değildi. Sürekli Hazal’da kalmamız da mümkün değildi. Sağ olsun o süreçte İTÜ Çekirdek bize kapılarını açtı ve biz daha seçim sürecine katılmadan ofisi kullanabildik birkaç gün. Daha sonra İTÜ Çekirdek’e kabul edilince Asena, Bora, Sıla ekibimize katıldı ve yolumuza devam ettik. ABD’deki Alper ise aslında başlarda bizim yatırımcılarımızdan biriydi. Daha sonra arkadaş olduk ve işini bırakıp bizimle birlikte çalışmaya başladı.

– AR Pandora ne yapıyor, daha detaylı olarak bahsedebilir misin?

Kemal: “Biz mimarların, inşaat satış ofislerinin projelerini sunabilmeleri için bir yazılım geliştiriyoruz. Mimari modelleri alıyoruz ve onları artırılmış ve sanal gerçeklik ile sunulabilir hale getiriyoruz. Böylece mobil cihazlarda kullanılabilen bir tür sunum aracına kavuşmuş oluyorlar. Sunumları daha gerçekçi kılmak için gündüz ve gece nasıl görünür, kat planı nasıldır ve benzeri gibi detaylar da ekliyoruz. Fakat bizi esas farklı yapan mimari modelleri mobil cihazlarda görüntülenebilecek kadar hafifletmemiz. Normalde bu modeller mobil cihazların kaldıramayacağı kadar fazla sistem gereksinimine sahiptir. Ama biz onları öyle bir süreçten geçiriyoruz ki, görüntü kaliteleri düşmeden bir tablette akıcı şekilde görüntülenebilir oluyorlar. Bu işlemi plaklar ve MP3 arasındaki farkla betimleyebiliriz. MP3’ler çok daha az alan kaplar fakat plaklardaki tüm şarkıları dinleyebilirsiniz.”

– Şimdiye kadar kimlere hizmet sundunuz?

Kemal: “Başlarda İzmir’de birkaç şirket için işler yaptık. Daha sonra İstanbul’da müşterilerimiz oldu. Bir noktadan sonra da yurt dışından müşteriler almaya başladık. Burada NDA imzaladığımız için ismini veremeyeceğim küresel bir firmaya işler yaptık. Şu an Türkmenistan’da, İsrail’de, ABD’de ve İspanya’da müşterilerimiz var.”

IMG_0459

– İTÜ Çekirdek size neler kattı?

Kemal: “Bizim sunumlarımız çok saçmaydı. Başlarda hem müşteriye verdiğimiz mesajları hem de sunumlarımızı düzeltmemiz gerektiğini anladık. 4-5 aylık eğitim sürecinde iş modelimizi yeniledik. SaaS (Software as a Service/Hizmet Olarak Yazılım) şeklinde çalışan bir hizmetimiz vardı, onun detaylarına hep burada aldığımız eğitimler neticesinde karar verdik. Çok güzel insanlarla tanıştık; hem mentorlarımız hem de diğer girişimciler… Ayrıca normalde bizim randevu alamayacağımız insanlar bazen burayı ziyaret ediyorlar, onlara projemizi anlatma fırsatı buluyoruz.

– Peki İTÜ Çekirdek’e yeni başvuracak girişimlere neler önerirsiniz?

Caner: “Burada aslında fikre değil icraata ve girişimciye bakıyorlar. Yani buraya bir projeyle kabul edilip, ardından pivot edip bambaşka bir işe dönüşen bir sürü girişim var. Dolayısıyla aslında aranan temel özellik iyi fikir değil iyi girişimci. Her fırsatta buraya gelip girişimi için çalışacak mı, kararlı ve istekli mi, ilk başarısızlıkta hemen maaşlı bir iş mi arayacak sorularının cevaplarına göre karar veriyorlar.

Kemal: “Elbette bu saatten sonra ‘vizyoner olun’ gibi bir tavsiye vermek çok anlamlı olmaz. Bu biraz insanın içinden gelmeli. Ama şöyle bir tavsiyem olabilir; mutlaka projeleri üzerine çok iyi araştırma yapsınlar. Buraya geldiğinizde jüri sizin işinizi sizden daha iyi biliyorsa, çok iyi çalışmıyorsunuz demektir. İşinizi ve bilginizi göstermeli, imkanınız varsa mutlaka bir prototip sergilemesiniz.”

– Şimdiye kadar aldığınız en iyi tavsiye neydi?

Caner: “Daha önceki girişimimiz üzerine çalışırken bir gün Fatih İşbecer ile konuşma fırsatı bulmuştuk. O fikrimizi dinledikten sonra ‘kesin başarısız olursunuz ama yine de devam edin, size faydalı olur.’ demişti. Nitekim o girişimimiz battı ama 3 yıl sonra bugün AR Pandora’da daha tecrübeli girişimciler olarak yolumuza devam ediyoruz.

IMG_0438

Kemal: “Ben ‘sakın vazgeçmeyin’ mesajını pek desteklemiyorum. Çünkü bu kez de girişimcileri başarısız olacağı net bir proje için aylarını heba etmeye yönlendirmiş olabilirsiniz. Girişimci vazgeçmesi gereken noktayı da anlayıp pivot edebilmeli.”

– Peki son soru, 2 yıl sonra nerede olmayı hedefliyorsunuz?

Kemal: “Tahiti’de Hindistan Cevizi’ne ekmek banmayı planlıyoruz. Şaka bir yana, şöyle bir hedef belirledik kendimize; eğer gelirlerimizi hedeflediğimiz seviyeye getirebilirsek bir sonraki Big Bang’de biz de bir hibe desteği vermeyi planlıyoruz.

Girişim olarak hedeflerimizden bahsetmek gerekirse tüm dünyada kullanılan bir mimari uygulama olmayı planlıyoruz. 2 yıl sonra 500 bin dolar cirosu olan, 10 bin kullanıcıya ulaşmış bir girişim olmayı hedefliyoruz.”

Yazar Hakkında

mm

Girişimcileri, şirketleri, yatırımcıları ve profesyonelleri bir araya getiren geniş bir ekosistem olan İTÜ Çekirdek, kimyadan elektroniğe, bilişimden biyogenetiğe tüm sektörlere açık bir girişimcilik merkezidir.

Paylaşım
Close