Sahnede sunum yapma heyecanını yenmek, birçok kişi için son derece zor bir adım. Pek çok insan; sunum yapmak ya da çok sayıda kişinin karşısında bir performans sergilemesi gerektiğinde nefes ve nabız hızlanması, terleme, ses titremesi gibi vücudunun istemsizce verdiği tepkilerle karşılaşabiliyor.

İnsanların size günlük hayatta olduğundan daha fazla ilgi gösterdiğini ve tüm odak noktalarının siz olduğunu bilmek heyecanınızı artırıyor. Hatta bu durum bir adım ileriye giderek sahne korkusuna ya da bilinen diğer adıyla performans kaygısına dönüşüyor olabilir. Ancak birkaç etkili yöntemle, aşırı heyecanlanma ya da kaygı durumundan kurtulmanız mümkün.

Heyecanlı Değil, “Hevesli” Olduğunuzu Farz Edin

Bir iş ya da durum için duyduğumuz heves ve kaygının her ikisini de çoğunlukla “heyecan” olarak adlandırıyoruz. Bu durum aslında, iki duygunun da sinir sisteminde yarattığı belirtilerin birbirine oldukça benzer olmasından kaynaklanıyor. Kaygılı olduğunuzda, gece uyuyamayabilirsiniz ki aynı durum hevesle beklediğiniz bir an için de geçerli olabilir. Aynı şekilde nabzınızın ve nefesinizin hızlanması da her iki duygu sırasında ortaya çıkabilir.

Bu nedenle; kendinizi sakinleştirmeye çalışarak, yaşadığınız duyguyu bastırmak yerine kaygınızın aslında o anın gerçekleşmesi için yaşadığınız heves olduğunu düşünmeye çalışın. İçinizdeki adrenalini yok etmeye çalışmak yerine başka bir alana yönlendirmek, stresinizin olumlu enerjiye dönüşmesine yardımcı olacak.

Sadece İlk Beş Dakika için Endişelenin

Bir sunum sırasında, kişilerin sadece ilk birkaç dakika boyunca stresi yoğun olarak yaşadıkları ifade ediliyor. İlk dakikaların ardındansa kişi, sahnedeki rolüne adapte oluyor ve işler kolaylaşıyor.

Eğer yapacağınız sunum ve sahnede kalma süreniz uzun bir zaman alacaksa, kendinize tüm bu zaman diliminin sadece birkaç dakikasında zorlanacağınızı hatırlatın. Bol bol pratik yaptıysanız ve yapacağınız sunumun tüm detaylarına hâkimseniz, endişelenmeniz için hiçbir sebep yok.

Sahne Heyecanını Yenmek için Kendinize Değil, Projenize Odaklanın

Performans kaygısı, genellikle yaşadığınız her olayı kişisel algılamanıza neden olur. Beyninizin endişeli bölümü, sunum sırasında nasıl görünmeniz gerektiğine dair bir görüntü geliştirir ve izleyiciden gelen, bu görüntüye aykırı her ipucunu bir tehdit olarak algılar. Böyle bir döngüye girdiğinizde ise bir izleyicinizin sunumunuz esnasında saatine göz atması veya esnemesi gibi aslında belki de sizinle hiç ilgisi olmayan bir durum, beyniniz tarafından otomatik olarak izleyicilerinizin sizden sıkıldığı şeklinde algılanabilir.

Bu aşağı yönlü sarmalın üstesinden gelmenin en iyi yolu ise odağınızı kendinizin dışında tutmaktan geçiyor. İzleyicilerinizin oraya sizi görmek ve izlemek için gelmediğini, aslında onlara sunduğunuz materyal ve fikirlerden bir şeyler elde etmeye çalıştıklarını unutmayın. Dolayısıyla, sadece içeriğinize odaklanın ve sahip olduğunuz bilgileri, karşı tarafa aktarın.

En Kötü Sonucu Kafanızda Görselleştirin

Sahne heyecanı yaşayan insanlar genellikle en kötü sonucu bekleme eğilimde olurlar. Böyle durumlarda sıkça duyacağınız tavsiyeler, olumluya odaklanmak ve pozitif düşünmek üzerine olsa da bu şekilde daha çok korkularınızın içinizde bir sır olarak yaşamaya devam etmesine neden olabilir; ayrıca gerçekten olumsuz bir durum yaşadığınızda ne yapacağınızı bilemeyerek panik yapabilirsiniz.

Korkularınızdan kaçmak ve onları bastırmaya çalışmak yerine, en kötü senaryoda başınıza ne gelebileceğini hayal edin ve böyle bir durumla karşı karşıya kalırsanız ne yapacağınıza dair çözümler üretin. Kendinizi rahat hissedene kadar, yazdığınız tüm senaryoları ve ürettiğiniz çözümleri zihninizde prova edin. Böylelikle karşınıza çıkacak tüm engellerle başa çıkmaya hazır şekilde sunumunuza başlayabilirsiniz.

Sahne Heyecanını Yenmek için Kendinizle İlişkinizi Güçlendirin

Sahne kaygısı eğilimi, çeşitli kişilik özelliklerinden kaynaklanıyor olabilir. Mükemmeliyetçilik, kontrol arzusu, sosyal kaygı gibi özellikler taşıyan kişilerin daha fazla performans kaygısı yaşaması muhtemel.

Bu kaygının üstesinden gelmek için korkunuzun altında yatan faktörleri açıklığa kavuşturmaya çalışın. Öz farkındalık, öz şefkat ve özgüven geliştirmek, kendinize çok fazla baskı yapmaktan kaçınmanıza yardımcı olur.

 

Kaynak: https://www.entrepreneur.com/article/287831

 

 

Yazar Hakkında

mm

Girişimcileri, şirketleri, yatırımcıları ve profesyonelleri bir araya getiren geniş bir ekosistem olan İTÜ Çekirdek, kimyadan elektroniğe, bilişimden biyogenetiğe tüm sektörlere açık bir girişimcilik merkezidir.

Close