Dünyayı değiştirmek mümkün mü? Girişimcilere soracak olursanız; evet, insan hem kendisi hem de diğerleri için gerçekliği değiştirebilir. Üstelik isteyen herkes böylesi bir değişimi yaratabilir.

Bir gecede başarı hikayeleri kadar ütopik bir başka şey daha varsa, o da iyi düşünülmüş birkaç inisiyatifin dünyayı gerçekten daha iyi bir yer yapabileceği fikridir. Kaldı ki, kimse bunun kolay bir iş olduğunu söylemedi. Bir fikir, ürün, girişim yahut bir tutum ile topluma katkı sağlayabilmek, her büyük ödül gibi öncesinde bir takım zorlukları aşmayı gerektirir.

Başarı, uğruna çaba sarf etmeyi ve başarısızlığı göze alanlara özgü bir ödüldür. Fakat modern toplumun bu konuda bazı çekinceleri olduğu ortada. Örneğin cinsiyet ile köken gibi biyolojik, inanç gibi kültürel kodları fark etmeksizin her insanın başarı şansı eşit midir? Bize kalırsa, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü bu soru üzerine düşünmek için biçilmiş kaftan.

“Gerçekten anlam ifade eder bir şey”

İTÜ Çekirdek girişimlerinden givin’in kurucusu Başak Süer’e de bu soruyu sorma şansı bulduk. Ona kalırsa cinsiyet eşitliği özelinde sorunlar kültürel kaynaklı.

Digital Age dergisi tarafından dijital ekosisteme kattıkları değerlerle sektörün diğer oyuncularına ilham veren Türk kadınlarından oluşan Inspiring 30 listesinde gösterilmeye değer görülen Süer, dijital dünyaya ilham veren, fikirleri ile dünyayı kendi alanlarında değiştiren kadınlardan yalnızca bir tanesi.

Önümüzdeki hafta Apple App Store üzerinden indirilmeye sunulacak olan givin, insanların kullanmadıkları eşyaları ihtiyaç duyanlara satarak elde ettikleri gelirler ile sivil toplum kuruluşlarına bağış yapmalarını sağlayacak.

Başak Süer

Teknoloji ve bilişim gibi erkek egemen sektörlerde faaliyet gösteren kadın girişimcilerin yaşadığı sorunları tahmin edebildiğini söyleyen Süer’e göre kadınları hayallerinin peşinden gitmekten alıkoyan asıl sebep ise özgüven eksikliği. Kadının kendini kısıtlamasının arkasında ise aileden eğitime, medyadan sosyal ilişkilere kadar empoze edilen öğrenilmiş cinsiyet rolleri yatıyor.

6 yıl boyunca kurumsal iş yaşamında bulunan Süer,  eğitimli, potansiyeli yüksek ve donanımlı kişilerin topluma daha çok fayda sağlayan işlere imza atması gerektiğini düşünerek sosyal girişimciliğe adım attığını söylüyor ve ekliyor; “Hiç kendi işimi kurmak gibi hayallerim yoktu fakat mutlu değildim ve artık gerçekten anlam ifade eden bir şey yapmak ihtiyacı hissediyordum.”

Empati, şefkat ve anlayış

Big Bang 2016’da yarı finale yükselen givin bir sosyal girişim, amacı şeffaf sivil toplum kuruluşlarının daha fazla bağış toplayarak topluma daha fazla katkı sağlayabilmelerini mümkün kılmak. Sosyal girişimler, kâr amacının yanı sıra topluma azami faydayı sağlamak güdüsüyle hareket etmeleri açısından diğerlerinden farklılaşıyor.

Süer sosyal girişimciliğin empati, şefkat ve anlayış yüklü yaklaşımlarının kadınlar ile bağdaştırılabileceğine dikkat çekiyor. Givin projesini hayata geçirmek için çabaladığı esnada, birçok azimli kadından büyük destek gördüğünü belirten genç girişimciye kalırsa, daha fazla kadın sosyal girişimcilik ile hayallerinden peşinden koşabilir ve koşmalı.

Başak Süer’in amacı givin’i Türkiye’nin en büyük sosyal girişimi, ardından dünyanın en büyük sosyal girişimlerinden biri haline getirmek. Bunu yaparken, daha fazla donanımlı kadının gerçekten önemli şeyler başarmak için ihtiyaç duydukları ilhamı onlara vermek istiyor.

givin’i takip etmeyi ve modern kahramanlar arasında yerinizi almayı unutmayın.

Yazar Hakkında

mm

Girişimcileri, şirketleri, yatırımcıları ve profesyonelleri bir araya getiren geniş bir ekosistem olan İTÜ Çekirdek, kimyadan elektroniğe, bilişimden biyogenetiğe tüm sektörlere açık bir girişimcilik merkezidir.

Paylaşım
Close