TEKNOLOJİ VE DİJİTALLEŞME SİGORTACILIĞIN KURALLARINI DA DEĞİŞTİRİYOR

21. yüzyılda teknolojik gelişmeler daha da hızlanıyor. Yepyeni teknolojiler gündemimize girdi ve bunlar yaşamlarımızı değiştiriyor. Ama sigortacılık perspektifinden bakıldığında 3 teknoloji kritik öneme sahip.
Bunlar mobil iletişim, büyük veri ve bu büyük veriyi işleyip aksiyona dönüştürebilen yapay zekâ. Tüm
sektörleri olduğu gibi sigortacılığı da dönüştürmekte olan bu teknolojiler ölçeklendikçe, ucuz hale
geldikçe ve daha kolay erişilir oldukça biz de sektör olarak her zamankinden daha verimli ve akıllı
çözümler sunabileceğiz.
Bu teknolojileri çözümledikçe aslında insan davranışlarında önemli değişimlere yol açıyoruz. Bugün
örneğin hepimiz Whatsapp kullanıyoruz. Hepimiz internet üzerinden alışveriş yapıyoruz. Diğer taraftan
karar alma süreçlerimiz değişiyor. Önce başkaları neler almış, ne hissetmiş ona bakıyoruz. O rahatlığa
bir kere alıştığımız zaman da tekrar tekrar kullanmak istiyoruz. Yine yaptığımız şeylerden bir tanesi de
bu deneyimi tek bir sektörden değil, iletişime girdiğimiz her yerden, tüm sektör ve şirketlerden bekliyor
olmamız.
Türkiye’ye baktığımızda Avrupa’ya kıyasla çok daha hızlı büyüyen bir sektörüz. Peki ne gibi
uygulamalar var? Ürün tarafında sadece hasar olduğunda değil, koruyucu önleyici ürünler gündeme
geliyor. Örneğin sağlık sigortalarında “sağlığınıza dikkat ederseniz riskinizi daha iyi koruyabiliriz”
yaklaşımı gelişiyor. Uzun poliçelerin yerini taleple şekillenen, müşterinin gerçek ihtiyaçlarını karşılayan
ürünler alıyor.
Dağıtım tarafında uzmanlık ve tavsiye gerektiren ürünler var. Fiziksel kanallar öne çıkmakla birlikte
fiziksel ve dijitalin birleştiği alanlar da önem kazanıyor. Yine ürün ve kanalın yanına hizmeti de
ekleyebiliriz. Burada da en önemli trend zamandan ve mekândan bağımsız olarak ödemeleri
otomatikleştirmek, yani dijitalleşme ön plana çıkıyor.
Başarının Anahtarları: Ekosistem ve Platform
Bu ortamda sigorta sektörünün önünde iki açılım noktası veya kendisine sorması gereken iki soru
bulunuyor: Nasıl daha müşteri odaklı olabiliriz? Bu işi tek başımıza mı yapmalıyız, yoksa farklı iş
birliklerine gitmeli miyiz? İşte bu iki sorunun yanıtlarını verdiğimizde karşımıza ekosistem ve platform
yaklaşımı çıkıyor.
Bir müşterinin ihtiyacını karşılamak üzere farklı oyuncuların ürün ve sistem oluşturmak için kurdukları
ağlara ekosistem diyoruz. Platformlar ise bu ekosistemlerin çalışmasını sağlayan sistemler.
Dolayısıyla şu anda hem yerel olarak hem de global düzeyde diğer sektörlerle iş birliği içinde çalışmak
en önemli açılımlardan biri. Seçenekleriniz var; ekosistemin sahibi olabilirsiniz, platformu siz
kurabilirsiniz ya da halihazırda kurulan ekosistemlere katılırsınız.
Bunun en güzel örneğini Asya’dan verebilirim. 350 milyon müşteriye sahip olan Pingan dünyanın en
büyük şirketi. Peki farkı ne? Müşterileri bir platformda bir araya getiren, emlak veya araba alıp
satabileceğiniz platformları olan, koca sağlık sistemlerine erişebildiğiniz bir platformdan bahsediyoruz.
Böylece müşterilerin tüm ihtiyaçlarında yanında olabiliyorsunuz.
Özetle sektörün önünde iki tane stratejik açılım var. Biri mevcuttaki işimizin değer zincirine bakmak ve
ürün, kanal, hizmet portföyümüzü şekillendirmek. İkincisi ise bu işi sadece tek başımıza yapmak değil
müşteri ihtiyacından hareketle ekosistemlerin platformların parçası olmak.
Aksigorta Geleceğe Yürüyor
Aksigorta olarak bugün yaklaşık yaklaşık 4,5 milyar TL’lik bir prim üretimimiz var. Pazar payında 3.
sıradayız. Kârlılıkta sektör lideriyiz. 4,5 milyon müşterimiz, 3.500’ün üzerinde acentemiz, 100’ün
üzerinde brokerimiz var. Sektörde önde koşan şirketler arasındayız. Ama geleceğe hazırlanmazsak
konumumuzu korumamız ve geliştirmemiz mümkün olamaz.
Yöneticiler olarak bugünkü performansımızı ve yarattığımız değeri maksimize etmek kadar şirketimizi
geleceğe hazırlamak da bizim işimiz. Bu kapsamda son iki yılda çok çalıştık. Önce kendi değer
zincirimize sonra trendlere baktık. Olası senaryoları gözden geçirdik. Bu sürecin sonunda, herkese
gelir yaratacak bir alan olarak ekosistem ve platformların altını çizdik.
Bu alanda stratejileri oluşturma süreci hiç kolay değil. Kendi platformumuzu yaratmak ve startuplarla iş
birliği için üç yetkinliğimizi geliştirmemiz gerekiyordu. Teknoloji ve veri analitiği konusunda ciddi
altyapılar kurduk. Ve tüm bunları en etkin şekilde kullanabileceğimiz doğru çalışma modelini
oluşturduk.
Bugünden baktığımızda geçmişteki 2 yılda stratejik olarak her seviyede bunun adımlarını atmış,
teknoloji, veri analitiği ve çalışma biçimi konusunda çok daha gelişmiş bir Aksigorta görüyoruz. Hem
kendi platformumuzu kuruyoruz hem de paralel olarak stratejik iş birliklerine başladık. Fiziksel ve dijital
kanallarımızı bir arada çalıştırabileceğimiz, müşteri odaklı bir platform olacak. 2021 yılının ilk
çeyreğinden itibaren bunları her kesimle paylaşabileceğimizi düşünüyorum.
Sigorta sektörü iş birliği yapmaya alışkın. Acentelerimizle, bankalarla, brokerlerle zaten iş birliği
içerisindeyiz. Herhangi bir sektörün başına “sigorta” koyarak yeni sektörler oluşturuyorsunuz. Halen
bizim radarımızda Telekom ve Enerji sektörleri var ama tüm sektörlerde yayılmayı hedefliyoruz. Ürün
gamımıza dikkat ediyor, onları nasıl farklılaştırır, paket ürünler haline getirebiliriz diye bakıyoruz. Diğer
taraftan da ürün alanındaki fırsatları araştırıyoruz.
Gelecek gelmek üzere… Aksigorta da sigortacılıktaki yeni rekabet koşullarına hazır. Önde koşmaya
devam edeceğiz.