Apple App Store mezarlığı

Uygulama geliştiricileri Apple App Store ve Google Play uygulama mağazalarına karşı eskisi kadar heyecan duymuyorlar. Mobil uygulama ekosistemindeki umutsuz hava bariz bir şekilde kendini hissettiriyor ve çoğu geliştiricinin motivasyonunu kırılıyor.
Mobil uygulama mağazalarının yıllardır çözülmeyen büyük bir sorunu var: Uygulama keşfedilebilirliği. Yeni bir uygulamanın organik yollarla keşfedilmesi böylesi zorken, yayınlamak için onca efor sarf etmek birçok geliştirici tarafından anlamsız bir çaba olarak görülüyor.
Windows’un mobil basiretsizliğini göz önünde bulundurunca, mobil dünyanın iOS ve Android’den ibaret olduğu söylenebilir. Yani, geliştiricilerin sorunlarını giderecek ve kullanıcıları daha zengin bir deneyime ulaştırabilecek keşfedilebilirlik çözümleri için Apple ve Google’ın eline bakıyoruz. Bu konuyla ilgili yazılıp çizilen sayısız serzeniş varken henüz ilgili firmalardan herhangi bir hamle gelmemiş olması bir hayli şaşırtıcı ve sorun günbegün daha da vahim bir hal alıyor.
Mighty Signal ve MixRank’ın topladığı Apple App Store verileriyle Branch tarafından oluşturulan tablolar, mobil uygulama sayısı ile keşfedilme arasında vahim bir ters orantıyı gözler önüne seriyor.
İlk olarak, her yıl Apple App Store’da yayınlanan uygulama sayısına bakmakta fayda var. 2009 yılında mağazaya her ay ortalama 3 bin yeni uygulama girerken, 2016’da bu sayı 50 bin civarında ve artmaya devam ediyor.
Her ay daha fazla uygulama yayınlanıyor olmasına rağmen, yeni uygulamaların kullanıcılar tarafından keşfedilmesini sağlamak adına yapılan hiçbir şey yok. Mevcut şartlarda, yeni uygulamaların keşfedilmesi hiç olmadığı kadar daha zor ve bu da doğrudan geliştiriciler için daha düşük indirilme sayılarına ulaşabilmek anlamına geliyor.
Uygulama değerlendirmeleri sayıları (reyting / rating), indirilme sayıları için geçerli bir vekil olarak ele alınabilir. 2009 yılında, uygulama başına gerçekleştirilen kullanıcı değerlendirmeleri bugünkünden 10 kat daha fazlaydı. O halde, 2009 yılında yayınlanan bir uygulamanın, günümüzde yayınlanan bir uygulamadan 10 kat daha fazla indirildiği anlamı çıkarılabilir ki bu çok ama çok vahim bir tablo.
Peki, uygulama mağazalarındaki vahim tablonun geliştiricilere etkisi ne yönde? Bugün iyi bir uygulama geliştirmek, 2009’dakinden daha kolay değil ve artık eforun karşılığında alınacak bir ödül de söz konusu değil. Bu durum geliştiricilerin uygulamalarını terk etme eğilimine girmelerine sebep oluyor.
Bir uygulama son altı ayda güncellenmediyse, geliştiricisinin onun üzerinde çalışmayı bırakmış olması kuvvetle muhtemel ve bu bir terk edilmiş uygulamadır. Bir uygulamanın ilk yayınlandığı tarih ile son güncelleme tarihi arasında kalan süre de bize uygulamanın ömrünü veriyor. Keşfedilebilirlik sorunu, uygulama ömürlerinde de etkisini gösteriyor.
Yukarıdaki tablodan görülebileceği üzere, 2009’da yayınlanan bir uygulama terk edilmeden önce 2 yıl boyunca güncelleniyorken, 2014-2015 döneminde bu süre üç aya kadar düştü. Bağımsız geliştiriciler Apple App Store’u terk ederken arkalarında terk edilmiş uygulamalarını bırakıyor.
Apple App Store mezarlığının ne hızla dolduğunu anlamak için, terk etme oranıyla her ay yayınlanan yeni uygulama sayısı yeterli. 2015’in sonunda Apple App Store’da 1,5 milyon civarı terk edilmiş uygulama olduğu tahmin ediliyor. Umut ve hayallerin mezarlığına terk edilen uygulamaların sayısı hızla artıyor ve 2016 sonunda karşımıza çok daha büyük sayıların çıkacağı bugünden belli.
Apple’ın bu durumdan haberdar olduğu ve geliştiricilerin dev firmaların arasından çıkıp kendilerini göstermeleri için adımlar atsa da bu sorunu çözmeye yeterli değil. Geliştiricilerin en büyük umudu uygulama mağazasındaki arama algoritmasının geliştirilmesi ve uzun süredir söylenti olarak kulaktan kulağa yayılan bir sistem olan uygulamaların ücret karşılığında aramalarda öne çıkarılmaya başlanması. O güne kadar, tüm geliştiricilere bol şans.