Daha çok Half-Life, Counter Strike, Left 4 Dead gibi oyunların yapımcısı olarak tanıdığımız, eski Microsoft çalışanları Gabe Newell ve Mike Harrington tarafından 1996 yılında kurulan Valve, oyun endüstrisindeki başarısıyla adından sıkça söz ettiriyor.

Video oyunları geliştirmenin dışında, dijital oyun dağıtıcısı olarak da sektörde yer alan firma, geçen yıl sadece oyun platformu Steam üzerinden 3.5 milyar dolara yakın bir gelir elde etti ve platformdaki oyun satışları da tırmanmaya devam edecek gibi gözüküyor. Valve ayrıca oyun sektörünü baştan aşağı değiştirmeye başlayan sanal gerçeklik ile de oldukça yakından ilgileniyor

Valve’in oyun endüstrisindeki başarısı  etkileyici ancak firmayı ilginç kılan başarısının yanı sıra sahip olduğu kültür. Eğer Valve’e yeni katılan bir çalışan iseniz, ilk yapmanız gereken size verilen ve şirketin çalışma kültürünü anlatan kılavuzu incelemek. Kılavuzun anlattığı çalışma yöntemi ise kesinlikle alışılmışın dışında. Merak edenler buradan görebilirler.

Valve çalışma yöntemini ‘Flatland’ olarak adlandırıyor. Flatland’in en dikkat çekici noktası ise organizasyona yatay bir hiyerarşi getirmesi ve çalışanların uğraşmak istedikleri projeleri kendileri seçmesi. Kılavuzda Valve’in bireyselliğe karşı beslediği güven vurgulanırken; yetenekli insanların talimat almak yerine inisiyatif aldıklarında daha yaratıcı işler üretebileceklerinin altı çiziliyor. Bu sayede, Valve’de yapılan her iş aslında bir noktada kişisel ve böylesi bir öznellik de ister istemez ortaya çıkan işin kalitesini artırıyor.

Valve’in yeni başlayanlar kılavuzundan bir kare

Şirketin yatay bir hiyerarşiye sahip olması ve herkesin kendi seçtiği projelerde görev alması işlerin denetlenmediği anlamına gelmiyor tabii ki.  Aldığınız kararlar ya da yaptıklarınız için “neden bunu yaptın, neden bu kararı verdin” sorusu soruluyor. Valve’in kurucu CEO’su Gabe Newell’a göre bu gerçekten dostane bir yaklaşım çünkü şirkette size neden sorusunu soran herkes sizin otoriteniz sorgulamaktan çok neyi neden yaptığınızla ya da aldığınız kararların nasıl bir süreçle ortaya çıktığıyla ilgileniyor. Bu da diğer çalışanların yapılan işe katkısını önemli ölçüde artırıyor.

Mükemmele yaklaşmak hatalarla yaşamakla mümkün hale gelir. Valve’in kılavuzunda hata yapmanın önemine de yer verilmiş ve hataların öğrenmek için olduğunun, üstelik çok pahalı hatalar olsalar dahi, cezalandırıcı yaklaşımların bireyselliğin önüne geçeceğinden ve yaratıcılık için büyük bir engel olabileceğinden bahsedilmiş. Hatalara karşı sergilenen bu tutumun insanları yeni şeyler denemek için cesaretlendireceği düşüncesi savunulmuş.

Altı önemle çizilen konulardan biri de doğru insanlarla çalışmak. Şirket kültürünü katı bir hiyerarşi ile değil de, kimsenin kimseye direktif vermediği bir yapıda inşa ettiğinizde çalışanlarınıza birer yetişkin olarak güvenmeniz gerekir. Valve’e göre bu güvenin inşası ancak doğru insanlarla çalıştığınızda mümkün olur.

Doğru insanlar ile çalıştığınızda artık onların şirketin en önemli parçaları olduklarını kabul etmeniz gerekir. Valve tam olarak bunu yapıyor ve hatta çalışanların ailelerini de buna dahil ediyor; çalışanlardan herhangi birisi ailevi bir sorun yaşadığında desteğini esirgemiyor.

İş yapma şekilleri teknoloji ve kuşak değişimi tarafından sürekli bir dönüşüm içerisinde. Valve’in inşa ettiği kültürün benzerlerine Google, Zappos gibi şirketlerde de rastlamak mümkün. Onlardan öğrenilebilecek çok şey var fakat unutmamalısınız ki; her organizasyonun kendine özgü dinamikleri vardır. En uygun kültürü oturtmak da ancak ve ancak bu dinamiklere göre hareket etmekten geçer.

Yazar Hakkında

mm

Girişimcileri, şirketleri, yatırımcıları ve profesyonelleri bir araya getiren geniş bir ekosistem olan İTÜ Çekirdek, kimyadan elektroniğe, bilişimden biyogenetiğe tüm sektörlere açık bir girişimcilik merkezidir.

Paylaşım
Close