İTÜ Çekirdek girişimlerinden Ustamdan, şehir şehir dolaşarak işinin ehli zanaat ustalarıyla tanışıyor ve onların hikayelerini, tarihini ve ürünlerini tüm Türkiye’ye ulaştırıyor. İTÜ Çekirdek’ten ofis kazanan girişimler arasına giren Ustamdan’ın kurucuları Müge Ulusoy ve Gökçe Gülcüler ile kendi hikayelerini, sosyal girişimciliği ve dahasını konuştuk.

– Öncelikle sizi Ustamdan projesine ulaştıran girişimcilik hikayenizi dinlemek isteriz.

Müge: “Lise yıllarımdan itibaren sosyal sorumluluk projelerine karşı bir ilgim, bir sevdam vardı. Birçok projede yer aldım, insanlara yardım için bizzat gidip çalıştığım projeler oldu. Üniversiteye geldiğimde de yine sosyal sorumluluk projeleriyle yakından ilgileniyordum. Ama artık bu tür projelerde maddi açıdan dışa bağımlı olmanın bir problem yarattığını düşündüğüm için daha sürdürülebilir bir proje yaratmak gerektiğini düşünmeye başladım.

Bu fikrimi arkadaş ortamında dile getirirken girişimcilik üzerine konuşmaya başladık ve arkadaşlarım da beni bir girişimcilik eğitimine yönlendirdi. O zamanlar adını sadece girişimcilik eğitimi olarak biliyordum ama bu KOSGEB’in verdiği bir eğitimdi.  Ben o zamanlar eğitim aldıktan sonra çiğ köfteci dükkanı açacağımı düşünüyordum.

Daha sonra Gökçe’yle bir araya geldik. O dönem başka bir girişim fikrim vardı, bunu Gökçe’ye anlattım ve birlikte bu proje üzerine çalışmaya başladık. Bu konu üzerine eğitim almak için ilk olarak Özyeğin Üniversitesi’nin ‘’Sosyal Değişim Lab’’ programına katıldık. 3 aylık bir eğitim aldık ve networking imkanı elde ettik. O sürecin bize kattığı en önemli şey aslında Gökçe ile birlikte neler yapabileceğimi görmemiz ve gideceğimiz yönü belirlememiz oldu. O zamandan bu zamana da yaklaşık 3 yıldır girişimcilik yolcuğunda beraber yol almaya devam ediyoruz.”

bu_foto_2

Gökçe: “Ben aslında İzmirliyim, üniversite yıllarına kadar da İzmir’de yaşadım. Ardından İTÜ Uçak Mühendisliği bölümünü kazanınca ailemin yanından ayrılıp İstanbul’a geldim. Buraya geldiğimde de hem girişimcilik ekosistemi hem de sosyal sorumluluk projeleriyle haşır neşir olmaya başladım. Üniversite yıllarımda hep sosyal sorumluluk projelerinde bulunduktan sonra SOGLA Sosyal Girişimcilik Akademisi’nde genel koordinatörlük ve İTÜ Gönüllülük Kulübün’de proje yöneticiliği süreçleri yaşadım. Ardından da Ashoka Türkiye’nin yurt dışındaki sosyal girişimcileri tanımak üzerine düzenlediği bir programa katıldım ve birkaç ülkeyi görme fırsatı buldum. Elbette bu süreçte sosyal girişimcilik kavramını da yakından tanıdım, Türkiye’de çok az sosyal girişimci olduğunu gördüm.

Girişimcilik aslında her zaman kanımda vardı. Lisedeyken telefon alıp satıyordum, aklımda sürekli ticaret üzerine fikirler oluyordu. Üniversite yıllarımda ise işin sosyal sorumluluk tarafı beni içine çekmeyi başladı. Az evvel bahsettiğim süreçlerin neticesinde ise şunu farkettim; girişimci yönümü, sosyal sorumluluk sevdamla birleştirirsem ortaya sosyal girişimcilik çıkacaktı. Dolayısıyla Ustamdan projesi tam da benim gitmek istediğim yoldu.”

– Ustamdan nasıl doğdu?

Gökçe: “Sosyal girişimcilik üzerine fikirler kafamda dolaşırken bir gün bir dergide ‘Gaziantep’e fıstık hasatına gidiyoruz. Siz de bize katılın’ şeklinde bir ilan gördüm. Hemen Müge’yi aradım ve ‘Antep’e gidelim mi?’ diye sordum. O da hiç detay sormadan ‘olur tabi’ dedi ve Antep’e gittik. Tabi ben Müge’ye şaşkınlığımı belirttim ‘neden hiç detay sormadın, gözün kapalı geliyorsun’ diye. Bu aslında ikimiz arasındaki uyumun, aynı şeyleri sevdiğimizin bir göstergesiydi.

Birlikte fıstık hasatına katıldık ve çok güzel zaman geçirdik. Sonrasında buraya kadar gelmişken Gaziantep’i gezelim dedik ve 2 gün boyunca şehrin birçok yerini gezme şansımız oldu. Gezdiğimiz yerlerden biri de Bakırcılar Çarşısı’ydı ve orada daha sonra Ustamdan projesindeki ilk ustamız olacak Mehmet Usta ile tanıştık.

Mehmet Usta yemeni ustasıydı, sevdiğimiz türden şeyler görünce direk dükkanına girdik. Biz sıcak kanlı şekilde muhabbete girince o da bize çay söyledi oturduk konuştuk. Bizi samimi bulunca yaptığı işi çok sevdiğini ama ekonomik açıdan çok iyi gitmediğini anlattı. Bunlar yakınarak anlattığı şeyler değildi ama bizi derinden etkiledi. Biz dükkandan beğendiğimiz şeyleri satın aldık ve çıktık. Fakat Mehmet Usta’nın etkisi geçmedi. Büyülenmiş gibi sürekli ondan bahsedip duruyorduk. O zaman hemen aksiyon alalım, Mehmet Usta sadece Gaziantep’te kalmasın, herkes onun hikayesini bilsin diye düşünmeye başladık.

Neler yapalım diye düşünürken kadın girişimcilere yönelik bir fonla iletişime geçtik. Üniversitelerde okuyan kadın girişimcilere yönelik bir fondu. Önce ben, sonra da Müge bu fona dahil oldu ve biz Mehmet Usta gibi yüzlerce ustanın hikayeleri, el emeği ürünleri kaybolup gitmesin diye çalışmalar yapmaya başladık. Fonla toplantılar yaptık, farklı şehirlere usta ziyaretlerine gittik. Böylece Ustamdan projesinin temelleri atılmış oldu.”

Ustamdan01

– Ustamdan ne yapıyor?

Gökçe: “Biz şehir şehir geziyoruz, zanaat ustalarıyla tanışıyoruz. Onların hikayelerini, ürünlerinin hikayelerini, tarihini insanlara anlatıyoruz. Sadece hikayelerini de anlatmıyoruz, internet sitemiz üzerinden insanların bu ürünleri satın alabilmelerine de aracılık ediyoruz. Her bir ürün, ustanın kendisi tarafından özel siparişle hazırlanıyor ve kargoyla sahibine ulaştırılıyor.”

– Ustaları nasıl buluyorsunuz, hikayelerini nasıl öğreniyorsunuz?

Gökçe: “İlk tanıştığımız usta olan Mehmet Ustayla tamamen tesadüfen tanışmıştık. Ama artık tüm ustalarla bir ön araştırma neticesinde tanışıyoruz. Her şehirde bizzat ustalarla tanışmamız pek mümkün olmuyor. Birçok şehirde bize yardımcı olan destekçilerimiz var. Onlar şehirde bizzat gezip, farklı zanaat dallarındaki ustaları buluyor ve hikayelerini öğreniyor.

Birçok usta kendi şehirlerinde, kendi dükkanlarında sınırlı kaldıkları için onların hikayelerini internette aratıp bulmak mümkün değil. Elbette bu bazı şehirlerde ekonominin de küçülmesiyle birlikte ustaların para kazanamaması, çırak yetiştirememesi gibi sonuçlar doğuruyor. Dolayısıyla biz ustaların hikayelerine ulaşırken, onları da teknolojiyle tanıştırıp Türkiye’nin hatta dünyanın her yerine satış yapabilmelerini, kendi zanaatlarını sürdürebilmeleri sağlamak istiyoruz. Hem Türkiye’de hem de dünyanın birçok ülkesinde böyle geleneksel el ürünlerine de ciddi bir talep var aslında.”

– Yeni rotalarınız olacak mı peki?

Gökçe: “Biz zaten gezmekten çok hoşlanıyoruz. Zaman zaman arkadaşlarımız da bize katılıyor, farklı yerlere görmeye gidiyoruz. Ama bunların hepsi sitemize yeni bir usta kazandırmak için olmayabiliyor. Yeni yerler görüyoruz, yeni ustalar tanıyoruz. Çok yemek yiyoruz, ustalar sürekli bir şeyler ikram ediyor. Şu an bize katılmış olan 15 ustamız var ama henüz hepsi sitemizde yerini almadı. Dolayısıyla öncelikle tüm ustalara sitede yer vermeye odaklanmak istedik. Hepsi tamamlandıktan sonra yeni ustalar için çalışmalar yapacağız.”

ustamdan-hat artisans-workshop

– Bu yıl İTÜ Çekirdek’te ofis kazanan girişimlerden biri oldunuz ve şu an da sizinle kazandığınız ofiste bu röportajı gerçekleştiriyoruz. Hiç şüphesiz bunun sizile önemli katkıları oluyordur. İTÜ Çekirdek’le tanışmanız nasıl gerçekleşti?

Gökçe: “Ben İTÜ Çekirdek’i başvurmaya karar vermeden önce de tanıyordum. Endeavour aracılığıyla İTÜ Çekirdek’ten haberdar olmuştum. Daha sonra Müge’ye de bahsettim ve başvurmaya karar verdik.

Başvuranlar bilirler, İTÜ Çekirdek’e başvurmak için çok uzun bir form doldurmak gerekiyor. Ben o formu doldurdum, daha sonra 5 kez de yeniledim. Bazen bana soruyorlar ‘İTÜ Çekirdek’te ne öğrendin’ diye, hep ‘sabretmeyi öğrendim’ şeklinde cevaplıyorum.

Türkiye’de sosyal girişimcilik çok yaygın bir kavram değil. Genellikle girişimlerin ticari ve teknolojik yönlerine odaklanılıyor. Biz de sosyal bir girişim olduğumuz için kendimizi çok iyi anlatmamız gerektiğini biliyorduk. Bu konuya baya kafa yorduk, gözümüze günlerce uyku girmedi.

En nihayetinde İTÜ Çekirdek’teki ilk sosyal girişim olmayı başardık. Buradan başvuracak yeni girişimlere de sesleneyim; derslerine iyi çalışsınlar ve sabırlı olsunlar.”

– Seçilmek için uyguladığınız özel bir strateji var mıydı? Sizi neyin ön plana çıkardığını düşünüyorsunuz?

Gökçe: “Biz vizyonumuzu çok iyi anlatmamız gerektiğini biliyorduk. Çünkü sosyal bir girişim olsak da işin ticari tarafı da var, teknoloji tarafı da var. Örneğin kendi iç iletişimimiz kullandığımız bir mobil uygulamamız var, ileride devreye alacağımız Çırak Kumbarası var. Bunları yansıtmak çok önemliydi.

Bunun haricinde burada söyleyemeyeceğimiz şeyler de var tabi ki, kendi stratejik sırlarımız. Her girişimin kendine göre böyle ufak hamleleri vardır diye düşünüyorum.

Yeni başvurmayı düşünen girişimciler her zaman gelip bizlerle konuşabilirler.  İTÜ Çekirdek’in herkese açık buluşmalarını takip etsinler.”LÜLETASI (3)

– İTÜ Çekirdek’in size en büyük katkıları neler oldu?

Gökçe: “Biz BigBang öncesinde beş kez sunum yaptık,. Bunlar ana sunumlar. Yani mentörlerimizle yaptığımız toplantılardan, alıştırma amaçlı küçük sunumlardan hiç bahsetmiyorum bile. Dolayısıyla bu süreçte kendimizi, Ustamdan’ı çok iyi anlatmayı öğrendik. Siz kendiniz projeyi çok iyi çalışmış olsanız da bunu iyi ifade edebilmeniz önemli. Dışarıda bize olan algıyı görme şansımız oldu ve ifadelerimizi bu algıya göre şekillendirebildik.

İşin ‘bir girişim fikrimiz var, hadi hayata geçirelim’den ibaret olmadığını öğrendik. Talebi görmek, geri bildirim almak, denemek ve ardından diğer adımlara göre hareket etmek gerekiyor.

Elbette mentörler de çok önemli katkı sağladı bize. Bir dönem anne-babamızdan çok mentörlerimizle konuşuyorduk diyebilirim. Girişimleri çok sahipleniyorlar, bu da çok değerli.

Ofisi almadan önce de sürekli İTÜ Çekirdek’teydik. Açık ofiste bir kamp kurduk ve usta ziyaretlerine gitmediğimiz zamanlarda hep burada olduk, çalıştık. Buradaki girişimlerle bir arada olmak, onlardan fikir almak, sabaha kadar çalışırken etrafta başka girişimcilerin de çalıştığını görmek çok ciddi motivasyon yaratıyor. Yalnız başınıza çalışırken bunu hissetmeniz pek mümkün değil.”

Müge: “Burada mentorluk sürecinin en değerli yanı düzenli olması. Dışarıdaki diğer kuluçka merkezlerini deneyimlemedim, çok iyi bilmiyorum. Ama girişimcilik ekosistemini tanıyan bir insan olarak bu faydayı net biçimde görebiliyorum. Eğer mentörünüzle 3 ayda bir görüşüyorsanız her seferinde yeniden başlıyor gibi oluyorsunuz. Burada mentörünüzle her an görüşme şansınız var. Birçoğu her hafta buraya geliyor. En az sıklıkla gördüklerimiz bile ayda bir kez buraya gelip bizlerle görüşüyor.

Ayrıca her alandan bir mentör de bulmanız mümkün. Pazarlama ve finans konusunda mentörleriniz varken aniden ortaya çıkan teknik bir sorunla ilgili kendinize IT alanında tecrübeli bir mentör bulabiliyorsunuz. Bu mentörler bazen dışarıda toplantılar kovalayıp, günlerce uğraşmanız gereken bir bağlantıyı, bir işi de tek bir telefonla çözebiliyor.

Bence İTÜ Çekirdek’in Türkiye’deki kuluçka merkezleri arasında çok ön plana çıkmasının sebebi bu.”

– Peki gelecek vizyonunuz neler? Neler yapmak istiyorsunuz?

Müge: “Dünyada son zanaatkar kalana dek devam etmek istiyoruz. Biz bu yola girerken amacımız yerel problemi çözmekti ama aslında global düşünmemiz gerekiyor. Türkiye’de şimdiye kadar bizim yaptığımız satışlar bu alana bir talep olduğunu gösteriyor. Yurt dışında da buna değer verildiğini düşünüyoruz. Bu sebeple web sitemizi hem İngilizce hem Türkçe olarak hazırladık. 2 yıl sonra buradan çıkıp büyük bir ofis mi tutarız ya da yeniden açık ofise geri mi döneriz bunu bilmiyoruz. Ama bizim düşüncemiz yurt dışı satışların da belirli bir noktaya geleceği ve Ustamdan’ın uluslararası bir girişime dönüşebileceği yönünde.”

IMG_6829

Gökçe: “Ustamdan’ın amacı global olarak büyümek ve Türkiye’de örnek bir sosyal girişim haline gelmek. İki kadın girişimcinin, sosyal bir vizyonla yola çıkıp başarılı olabileceğini göstermek istiyoruz. Ustamdan’da ilk olarak ustaların ürünlerini satıp, pazar kazanma problemlerini çözmek üzere yola çıktık. Bunun bir sonraki adımı da çıraklar için kaynak yaratır hale gelmek. Çırak Kumbarası sistemini kurup, kumbara her dolduğunda bir çırağın bir ustanın işe başlamasını sağlamak istiyoruz.”

Müge: “Sosyal girişim olduğunuz zaman işin sosyal sorumluluk ve ticaret yönünü çok dengeli tutmak gerekiyor. Biz de bu dengeyi sağlamaya odaklanıyoruz. Bundan sonra da işimizin temel özelliklerine odaklanarak, yeni fikirlere dağılmadan çalışmaya devam etmek istiyoruz. Bu yolda fon yerine yatırım alarak büyümeyi bir hedef olarak belirledik. Dolayısıyla yatırım arayışlarımıza hız veriyoruz.”

Yazar Hakkında

mm

Girişimcileri, şirketleri, yatırımcıları ve profesyonelleri bir araya getiren geniş bir ekosistem olan İTÜ Çekirdek, kimyadan elektroniğe, bilişimden biyogenetiğe tüm sektörlere açık bir girişimcilik merkezidir.

Paylaşım
Close