İnsanlar araçlarla, araçlar  da insanlarla birlikte evrildi. 1,5 milyon yıl önce atalarımız tarafından üretilen ilk baltalardan teknolojik cihazlara kadar olan süreçte, araçlar da ihtiyaçlara ve kullanım alanlarına göre özelleşti.

Dünya ile yegane etkileşim araçlarımız özelleştikçe daha karmaşık yapılara dönüştüler ve onları kontrol etmek için daha ince denetimlere ihtiyaç duymaya başladık.

Bilgisayarlar ise insanın araçlar hakkındaki düşünce şeklini temelden değiştiren yegâne kilometre taşı oldu. Çünkü onlardan önce hayatımızı kolaylaştıran araçlar analog sistemlerken; bilgisayar dinamik bir işlem olan hesaplama görevini insan için üstleniyordu.

Milyonlarca işlemi aynı anda gerçekleştirebilen mucizevi araçlarımız bilgisayarlar, tıpkı el baltaları gibi statik bir fiziksel forma ve bunun da ötesinde milyonlarca farklı uygulama çalıştırabilmesine rağmen bunların her biri için aynı durağan arayüz öğelerine ihtiyaç duyuyor.

Etkileşim tasarımcısı Sean Follmer, dijital öğeler ile etkileşime geçmedeki fiziksel ve yazılımsal araçların temel bir sorun teşkil ettiğine inanıyor; ona göre gerçekten ellerimizi kullanarak etkileşime geçmemize ve vücudumuzdaki zengin yeteneği yansıtmamıza engel oluyor.

Peki, insan ile dijital içerik arasındaki klavye, fare ve ekran gibi aracıların ötesine geçtiğimizde dünya neye benzeyecek? Follmer’a göre, yepyeni bir çağ başlayacak ve hatta o çağa ait bazı prototipleri şimdiden görmek bile mümkün.

Yazar Hakkında

mm

Girişimcileri, şirketleri, yatırımcıları ve profesyonelleri bir araya getiren geniş bir ekosistem olan İTÜ Çekirdek, kimyadan elektroniğe, bilişimden biyogenetiğe tüm sektörlere açık bir girişimcilik merkezidir.

Paylaşım
Close