190 ülkede 282 binden fazla müşterisi bulunan Alman kurumsal uygulamalar devi SAP, 2013 yılında bir sorunla karşı karşıya kaldı: Etkileşim.

Her ay 2 milyon kişi tarafından ziyaret edilen sosyal ağı SAP Community Network (SCN) beklenen etkileşime sahne olmuyordu. SAP’nin topluluk yöneticisi Laura Cetin, platform değişikliğinin ardından devasa topluluğuna rağmen SCN üzerinden alınan etkileşimin hâlâ çok düşük olduğunu ve bir nevi özendirici veya cesaretlendiriciye ihtiyaç duyduklarını fark etti.

SAP’nin sorunu aşmak için kullandığı yöntem ‘oyunlaştırma’ oldu.

Cetin planı şöyle anlatıyor: “Oyunlaştırma ile görevler konsepti oluşturarak (puanlar ve rozetler kazanmak için gerekli olan eylemler serisi), üyelerimizi ağa düzenli giriş yapmaya, geri bildirimler vermeye, kaliteli içerikler sağlamaya ve konunun uzmanı olarak tanınmaya teşvik ettik.”

Sonuçlar nefes kesiciydi! Oyunlaştırma stratejisi uygulanmaya başlandıktan yalnızca bir ay sonra, SAP’nin SCN üzerinden aldığı geri bildirimlerin sayısı yüzde 96, ortalama aktivite yüzde 400, topluluk tarafından üretilen içerik ve içerik etrafında oluşan etkileşim yüzde 2210 oranında artış gösterdi!

Oyunlaştırma derken?
Oyunlaştırma en basit anlatımıyla, oyun mekaniklerinin oyun dışı alanlara entegre edilmesidir. Bir iş ilintili görevi (bu yeni bir proje, bir rutin veya yorucu bir çalışma olabilir), hikayeleştirme, rekabet ve ödül öğelerini kullanarak insanlar için cezbedici hale getirilmesine olanak sağlıyor. Oyunlaştırma ile oluşturulan heyecan verici ve başarıları ödüllendiren iş ortamı, toplulukların katılımcı ve üretken olmasını sağlıyor. Bu ‘topluluklar’ çalışanlar, bir markanın takipçileri veya bir spor kulübünün destekçileri olabilir.

Oyunlaştırma insanın rekabet, engelleri aşma, statü kazanma ve ödüllendirilme güdülerii besleyerek çalışıyor. Rozetler, seviyeler, zorluklar, en iyiler listeleri gibi oyunsal elementler rekabeti körüklüyor.

Tıpkı başarılı bir çalışana daha fazla maaş yerine bonus vermek gibi, oyunlaştırma da doğrudan performans ile bağdaştırılabilir. Daha fazla rozet, bilinirlik, başarımlar çalışanları işlerinde daha fazla efor sarfetmeye itiyor.

Oyunlaştırma iş ortamlarında özellikle üç alanda alınabilecek verimi artırıyor:

Eğitim. Oyunlaştırma ile çalışanlarınızı iş ile ilgili konularda ve şirket politikalarında eğitebilirsiniz. SAP, ‘Kim 500 Milyar İster’ konseptli oyunuyla çalışanlarını sürekli en yeni ürün ve hizmetleri konusunda güncel bilgilerle donatıyor.

Yaratıcılık. Fikir yaratma süreçleri ve beyin fırtınası da oyunlaştırmadan yararlanılabilen alanlardan. Spotify ve Living Social yıllık raporlarını oyunlaştırma öğeleri ile sunduklarında yüzde 90 daha fazla katılım olduğunu fark ettiler.

Heves. Samsung, Dell, Deloitte ve Accenture gibi dev şirketler, kişisel etkileşimi geliştirmek için oyunlaştırmadan yararlanıyorlar. Şirketler özellikle monoton fakat yine de ağır işler olan gider raporu ve iş odaklı yetenekleri geliştirme gibi alanlarda oyunlaştırmayı kullanıyor.

Motivasyon her zaman parayla ilgili değil
Çalışanları cezbedecek tek ödülün para olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hatta para oyunlaştırmanın merkezindeki eğlenceli ve iş yerini oyun alanına çeviren öğeleri baltalayabilir.

Girişiminizde oyunlaştırmadan yararlanmak istiyorsanız, ödülleri para ile ilişkilendirmek yerine, çalışana başarımları dolayısıyla bilinirlik, sorumluluk duygusu, statü ve en önemlisi de keyif vermeye odaklanmanızda fayda var.

Oyunlaştırma, çalışanlarınızla işleri yeni ve eğlenceli bir yolla etkileşime sokmaktır. Rutinleri ortadan kaldırıp, iş süreçlerini yeni ve ilginç kıldığından performans artışı kaçınılmazdır.

Herkes işine karşı tutkulu değildir fakat hiç kimse güzel bir oyuna hayır demez.

Yazar Hakkında

mm

Girişimcileri, şirketleri, yatırımcıları ve profesyonelleri bir araya getiren geniş bir ekosistem olan İTÜ Çekirdek, kimyadan elektroniğe, bilişimden biyogenetiğe tüm sektörlere açık bir girişimcilik merkezidir.

Paylaşım
Close