Sürücüsüz araçların, insanları varış noktalarına verimli bir şekilde ulaştırdığını görme içgörüsü; son yıllarda otomobil üreticilerinin, bu alanda milyarlarca dolarlık yatırım yapmasını sağladı. Bu alanda yapılan yoğun çalışmalar ve yapılan yatırımlar göz önüne alındığında, otonom sürüşün 2035 yılına kadar 300 ile 400 milyar dolar arası gelir yaratabileceği düşüncelerini artırıyor.

Otonom Sürüş Teknolojisi, Binek Araç Sektörünü Nasıl Dönüştürüyor?

Bu konuda farklı senaryolar bulunuyor. Bunlardan biri, tüketicilerin otonom sürüş teknolojisini benimseme oranının düşük kalmasına dayanıyor. Bu senaryo düşünüldüğünde, 2030 yılına kadar yeni binek otomobillerinin yalnızca %4’ünün 3. seviye otonom sürüş işlevine sahip olacağı ve bu rakamın 2035 yılına kadar %17’ye ulaşacağı sonucu ortaya çıkıyor.

Bir diğer senaryo ise otonom sürüş sistemlerinin yüksek maliyetlere rağmen orta düzeyde müşteri kabulüne ulaşabileceği öngörüsüne dayanıyor. Bu durumda 2030 yılına gelindiğinde, yeni binek otomobillerin %12’sinin 3. seviye otonom sürüş teknolojilerine sahip olacağı ve 2035 yılına gelindiğindeyse bu oranın %37’ye ulaşabileceği sonucu doğuyor.

Son senaryoda ise otonom araçlar hızlı bir şekilde piyasaya sürülüyor ve permium otomobil üreticilerinin çoğu, yazılım yükseltmeye hazır olduğundan tamamen otonom sürüşü mümkün kılan donanımı önceden kurmuş oluyor. Bu senaryoya göre 2030 yılına gelindiğinde, satılan binek otomobillerin %20’si ileri otonom sürüş teknolojilerini içerecek ve 2035 yılı itibarıyla %57’si bu teknolojilere sahip olacak.

Daha Yüksek Düzeyde Otonom Sunma

Sektörde, daha yüksek düzeyde otomasyona sahip araçlar sunmaya odaklanan otomobil üreticileri için büyük bir potansiyel bulunuyor. Eller serbest sürüşün rahatlığıyla ilgilenen tüketicilerin, otonom sisteme sürüş görevleri üzerinde daha fazla kontrol sağlayan, daha gelişmiş otonomlara sahip araçlar talep etme olasılığı artıyor.

Sensörlerin ve yüksek performanslı bilgisayarların maliyetleri düşerken otonom sürüş teknolojilerine yönelik güvenlik standartları da gelişmeye devam ediyor. Bu faktörler birlikte ele alındığında, otomobil endüstrisinin zaman içinde geniş bir araç yelpazesine daha gelişmiş otonom özellikler sunacağı öngörüsü de güçleniyor.

Tüketiciler Otonom Sürüş Özelliklerine Oldukça İlgi Duyuyor

Araştırmalar, tüketicilerin otonom sürüş sistemlerini kullanmaya ve daha yüksek düzeyde güvenlik de dahil olmak üzere bu teknolojiden pek çok alanda faydalanmaya büyük bir ilgi duyuyor. Park etme, diğer manevralar için kullanım kolaylığı, otonom sistemin optimum hızları koruyabilmesi sayesinde ilave yakıt tasarrufu gibi konular tüketicilerin ilgisini cezbediyor ve onları otonom sürüş sistemlerini kullanmaya daha istekli hale getiriyor.

Geleceğin Otomobil Teknolojilerini İTÜ Çekirdek #Otomotiv Programı ile Geliştir!

Otomotiv endüstrisi ve mobilite alanında çözümler üretecek girişimciler OİB’in gücüyle İTÜ Çekirdek’in #Otomotiv Programı’nda destekleniyor. Hızlı gelişen teknolojilere uyum sağlayan, inovatif fikirleri hayata geçiren ve otomotiv sektörüne katkı sağlayacak girişiminle seni İTÜ Çekirdek #Otomotiv Programı’na bekliyoruz. Hemen başvur!

Kaynak: https://www.mckinsey.com/industries/automotive-and-assembly/our-insights/autonomous-drivings-future-convenient-and-connected

Görsel Kaynak: https://www.shutterstock.com/tr

 

Yazar Hakkında

mm

Girişimcileri, şirketleri, yatırımcıları ve profesyonelleri bir araya getiren geniş bir ekosistem olan İTÜ Çekirdek, kimyadan elektroniğe, bilişimden biyogenetiğe tüm sektörlere açık bir girişimcilik merkezidir.

Paylaşım
Close