#Öneriyor – DeepSport 6 dakikada okunabilir

Herkese merhaba! İTÜ Çekirdekli girişimciler, “Öneriyor” serimiz aracılığıyla kendilerini motive eden sözleri, takip ettikleri platformları, sektörleriyle ilgili trendleri ve daha birçok şeyi bizimle paylaşıyor! Girişimcilik yolunun henüz başındaysanız, bu yolda sorularınız ya da ilham almak istediğiniz noktalar varsa bu serimiz tam size göre! Bu hafta, yapay zeka destekli bir mobil fitness uygulaması olarak hizmet veren DeepSport‘un Kurucu Ortağı Bedirhan Selvi bizimle önerilerini paylaştı.

Kendinize sık sık hatırlattığınız, sizi motive eden bir cümle var mı?

“Hazır olmadan önce başlayın”

Daha çok mükemmeliyetçi olanların bir sorunu var. Çoğumuz her şeyi düzene sokayım, yerli yerine otursun da en hazır halimizle çıkalım piyasaya düşüncesiyle hareket edebiliyoruz. Eminim ki şu cümleler hepimize tanıdık geliyordur: “Şu sayfa tamamlanmadı”, “şu hata düzeltilmedi”, “daha şunu yeterince iyi yapamıyorum, bir öğreneyim de sonra tam profesyonel başlarım”

Profesyonel başlamak veya kusursuz ortaya çıkmak için ne kadar öğrenmen ve çalışman gerek? 6 ay mı? Diyelim ki 6 ay çalıştık ve birçok şey öğrendik. İlk yaptığımız şeyin mükemmel olacağını kim garanti edebilir? İlk mobil uygulaman, ilk YouTube videon, ilk podcastin… Dijital dünyada biz o 6 ayda çalışırken nelerin değişebileceğini hesaba katmıyoruz. 6 ay sonra test edilmemiş, doğrudan ürün olarak sunulmaya çalışılmış ve 6 ay boyunca değişen trendlere adapte olmamış bir çalışma ortaya çıkacak. Sil baştan yapma olasılığımız, emeğimizin boşa gitme olasılığı, verim alamama olasılığımız çok yüksek. Çünkü denememişiz.

Her zaman kervan yolda düzülür demiyorum, ancak hiçbir zaman tam olarak hazır olamayacaksınız. O yüzden “just do it”.

Girişimcilik serüveninizde size ilham veren kitaplar oldu mu ve hangileri?
Philip Kotler – Pazarlama 4.0
Aldous Huxley – Cesur Yeni Dünya

Dijital dünyada ürününüzün duyurmak için geleneksel yöntemlerle yetinmememiz gerektiğini hepimiz biliyoruz. Tüm bunların hangi bilinçle yapılabileceğini, nasıl harmanlandığını ve aslında nasıl bir dünyaya adım attığımızı iyi bir analizle anlatan Philip Kotler ve arkadaşlarının bu çalışması bana DeepSport’ta da bazı temelleri atmamda yardımcı oldu.

Cesur Yeni Dünya kitabı ise distopik bir eser. Okuyalı çok olmasına rağmen hala izlerini hatırladığım için yazmak istedim. Distopik ama yaşam tarzı ve öğretilere göre ne kadar farklı normlara sahip olabileceğimizi, aslında bilişsel olarak tamamen farklı yaratıklar yaratmanın çok mümkün olabileceğini hatırlatıyor. Biraz materyal duyguları desteklediğini de hatırlatmak lazım ancak hayal gücünü genişlettiğini ve çok yönlü düşünmeyi desteklediğini söyleyebilirim. En azından benim açımdan. Bugün gördüğümüz Black Mirror gibi diziler de bazı şeylerin gerçekten olabileceğini hissettirdikçe bu distopyaların çok uzak olmadığını, belki de aslında distopya olmadığını düşünüyor olabiliriz.

İzlediğinizde sizi motive eden filmler hangileri?

Any Given Sunday (Kazanma Hırsı)

Bir sporcu olarak Al Pacino’nun o soyunma odası konuşmasında tüylerimin diken diken olmaması imkansız. Santim santim, tırnaklarımızla gittiğimiz yolları hatırlatan daha iyi bir sahne var mıdır? Varsa beni bulun da söyleyin lütfen.

Sizce 2022’de sektör trendleri neler olacak?

Dijitalleşme, IoT, sanal dünyalar ve hepsini kapsayacak şekilde yapay zeka

Çok yorum yapabileceğim bir alan değil, ancak bazı şeyler bariz değil mi? Dijital dünyadayız ve dijitale ayak uyduran geleceğin alt yapısını hazırlıyor. İnsan gücünden bağımsızlaştığımız bir süreç var. Konuşarak komut veriyoruz, makinelerin hesaplamalarına güveniyoruz ve onların bir işi daha hızlı ve güvenli yapacağını daha fazla anlıyoruz. Tüm bunlar da dünyayı aslında küçültüyor, ve uzaktaki insanlar birbirine daha kolay temas ederek tek bir kültür oluşturuyor.

Rol model olarak gördüğünüz kişi ya da kanaat önderleri var mı?

“Cristiano Ronaldo”

Sporcu kişiliğini takdir ettiğim bir karakter Ronaldo. İşine ne kadar bağlı, gereğini fazlasıyla yapan insan üstü bir örnek. Potansiyelini en iyi şekilde nasıl kullanabileceğini gösteriyor. Ancak onu örnek göstermemin nedeni sporcu kişiliği değil. Kendisi kişisel markasını en iyi şekilde oluşturarak farklı yollardan gelir modeli elde etmeyi ve değer inşa etmesini bilen biri. Hayatını genel anlamda yönetme şekli gerçekten hoşuma gidiyor.

Girişiminiz için ilk adımı atmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?

Bir gün ortağım Kamil ile telefonda görüştük. Kendisi mühendis ve çocukluk arkadaşım. Bana bu hayatta ne yapmak istediğimi sordu. Sporculuktan başka bir şey söyleyemedim. Biraz bozuldu çünkü benimle ortak yapabilecek bir şeyler arıyordu ve bir uzay mühendisi ile sporcu birlikte ne yapabilir sorusuna cevap bulmak pek kolay değil. Akabinde bana en çok olmak istediğim 25 şeyi listelememi söyledi. Yaptım, götürdüm ve bana “Şimdi bunları 5’e düşür” dedi. Benim için oldukça zordu ancak bitirdim. Yine hepsi spor ve tutkular ile ilgiliydi. O da yapay zekacı bir mühendis olarak, yeni dünyada yaşadığımız tecrübeler dahilinde yolumuzun kesiştiği ortak bir yol buldu ve o sihirli cümleyi söyledi: “Görüntü işleyerek spor hareketlerini yönlendirebiliriz.”

Girişimcilik yolunda İTÜ Çekirdek size neler kattı?

İTÜ Çekirdek bize sıfırdan başlamayı ve öğrenmeyi öğretti; okulların sadece diplomalı resmi kurumlar olmadığını gösterdi.  Networkler kurmamızı sağladı, fikir olarak sıkıştığımız zamanlarda mentorlar ile yeni yollar düşünerek bir çıkış yolu bulma imkanı sundu. Buradaki çabalarımız ve başarılarımız, özellikle de İTÜ Big Bang sahnesi sonrası bize özgüven aşıladı ve bizim yanımızda İTÜ Çekirdek var diyebildik. İTÜ Çekirdek’e bir bütün olarak destekleyici bir okul diyebiliriz.

Sizce başarıya ulaşmanın yolu ya da yolları neler?

Sabretmek, bilmediğini kabullenmek ve kendine güvenerek denemek.

İnsanın en başta öğrenmeyi öğrenmesi gerekiyor. Çünkü kendi odanı okula çevirmenin yolu bu. Neyi bilmediğini tespit edip onu öğrenebileceğine inanmaya başladığında o arzuyu kendi içinde görebilirsin. Ek olarak, istemediğin şeyleri yapmak zorunda kalacaksın, sıkılacaksın. Sabretmek ise burada devreye giriyor. Çünkü biliyoruz ki hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde tırmanmamıştır.