Bilişsel hesaplama alanında kaydedilen ilerlemeler, günümüz iş ortamı için birçok avantajı beraberinde getiriyor. Söz konusu avantajların ele geçirilmesi ise gelişmiş analitik araçlarıyla mümkün. Bu araçları, geleneksel analitik araçlardan üstün kılan ise bilgi işçilerine tarihsel, hareketsel ve makine tarafından oluşturulmuş devasa veri yığınlarından eyleme geçirilebilir arı kavrayışlar sağlama potansiyelleri.

Doğru kullanıldığında, bilişsel araçlar insanlara daha önce fark edilmeyen birçok model ve desenin bilgisini sunabiliyor. Örneğin daha önce uğranılan ve fark edilmeyen bir siber saldırının, müşterinin satın alma alışkanlıklarının veya sensör verileri sayesinde öngörülebilir kılınan ekipman arzıları gibi.

Gelgelelim, iş yapma şeklinin gitgide daha da algoritmik hale gelmesi yeni bir problemi gün yüzüne çıkarıyor: Daha önce keşfedildiği üzere, çoğu algoritmanın raf ömrü bir hayli kısa. Algoritmik mükemmelliyeti yakalamak için iyi bir matematikten daha fazlasına ihtiyaç duyuluyor; tıpkı eskiyen lastiklerin yarış esnasında yenileriyle değiştirilmesi gibi, firmaların da işlevi zayıflayan algoritmaları yenileriyle değiştirme konusunda atik olması; üstelik bunu sürekli, hızla ve eskileri bir köşeye atmak konusunda iki kere düşünmeden yapılması gerekiyor.Yeni yeni benimsenmeye başlanan bu düşünce akımına göre, yalnızca en güncel ve en işlevsel algoritmalar hayatta kalmayı hak ediyor.

Doğal seçilim, belirli bir türde dış çevreye uyum konusunda daha elverişli özelliklere sahip organizmaların, bu elverişli özelliklere sahip olmayan diğer bireylere göre yaşama ve üreme şanslarının daha yüksek olması ve bunun sonucu olarak genlerini yeni kuşaklara aktarabilmeleri yoluyla işleyen evrimsel mekanizma. Böylece dış ortama uyum sağlamakta sorunlar yaşayan bireyler ve genler organizma popülasyonundan tasfiye edilmiş olmaktadır.

Siber saldırı örneğinden ilerleyelim; bir saldırıdan sonra, savunma sistemleri bu saldırı modelini etkisiz hale getirebilecek şekilde güncellenir. Fakat siber suçlular sürekli olarak bu güncellemeleri aşacak yeni algoritmalar geliştirerek saldırmaya devam ederler. Böyle bir ortamda güvende kalabilmek için, ortada sıkı bir yarış yapıldığının kabul edilmesi ve en az suçlular kadar atik yeni algoritmalar geliştirilmesi kaçınılmaz bir gereklilik.

Siber güvenlik ve dolandırıcılık tespiti dikeyinde sapla samanı birbirinden ayıran yegane şey algoritmik verimlilik. Bir örnekle açıklamak gerekirse, ABD’li ünlü süper marketler zinciri Target’ın uğradığı ve 40 milyon kredi kartı bilgisinin çalınmasıyla sonuçlanan siber saldırıyı gösterebiliriz. İlginç olan, siber saldırı Target’ın savunma sistemleri tarafından fark edilmişti fakat 200 kişilik dev siber güvenlik ekibi, saldırı modelini gözleri önüne sererek onun zararsız bir hata olmadığını anlamalarını sağlayacak doğru algoritmalara sahip değildi.

Doğru odak noktası, analitik verileri kolaylıkla toplayıp skorlayarak, bilgi işçilerinin akan veri yığınlarının altında boğulmasını engelleyen sistemler inşa etmek. Hangi problemlere odaklanılması gerektiğini gösterecek algoritmaları sıfırdan yaratmanın ve rötuşlarını yapmanın haftalar, hatta aylar sürebileceğini de unutmamalı.

Algoritmik gelişimin hızlı bir ilerleme içerisinde olduğu bir diğer alan ise öngörücü bakım. Günümüzde endüstriyel nesnelerin interneti çözümleri çoğu ekipmandan sensör verisi alınabilmesini mümkün kılıyor. Kritik olan kabiliyet ise bu verileri anında analiz edebilmek. Bu analizler, algoritmaların gördükleri ilk hata sinyalleri sayesinde ne zaman bir hata yaşanabileceğinin tahmin edilmesini sağlıyor.

Artık algoritmaların saatler ve hatta dakikalar içerisinde evrim geçirmesini mümkün kılan araçlara sahibiz. Bu araçlar algoritmaların ışık hızında evrim geçirmelerini sağlarken, bilgi işçilerinin kavrayışlarını ve deneyimlerini artırarak yeni algoritmalar keşfetmelerini, hızla iyileştirmelerini ve birkaç günde uygulamaya koyabilmelerini de sağlıyor.

Günümüzün en büyük veri güdümlü firmaları sürekli olarak algoritmalarını daha da güçlendirmek için çalışıyor. En güncel ve işlevsel algoritmaların döngüde kaldıkları süper hızlı bu adaptasyon kültürü, bugünün algoritmalarının yarın daha güçlü olacağının ve kararların çok daha akıllıca alınacağının teminatını veriyor.

Yazar Hakkında

mm

Girişimcileri, şirketleri, yatırımcıları ve profesyonelleri bir araya getiren geniş bir ekosistem olan İTÜ Çekirdek, kimyadan elektroniğe, bilişimden biyogenetiğe tüm sektörlere açık bir girişimcilik merkezidir.

Paylaşım
Close