Bir şirket hangi durumlarda kendini bir teknoloji girişimi olarak tanımlayabilir? Günümüzde artık her şirket teknoloji girişimi midir? Bu yazımızda bu soruları yanıtlıyoruz.

Her gün önünden geçtiğiniz bir kahve dükkanını düşünün. Bir gün gelse ve bu kahve dükkanı kendini bir teknoloji girişimi olarak yeniden tanımlasa ne düşünürdünüz? Sanıyoruz ki aklınıza ilk gelen soru “Teknoloji ve kahvenin arasında ne gibi bir bağ olabilir ki?” olurdu. Diyelim ki bu kahvecinin adı Mehmet Ağa Kahveleri olsun. Mehmet Ağa Kahveleri Ocak ayında bir uygulama yayınlıyor ve bu uygulama üzerinden kahve siparişi verip sadakat kartlarınızı doldurabiliyorsunuz. Peki bu uygulama sayesinde Mehmet Ağa Kahveleri bir teknoloji girişimi olabilir mi?
Hayal ürünümüz olan Mehmet Ağa Kahveleri’nin son birkaç yılda teknoloji odaklı işe alımlar yaptığını ve şirket içinde birçok geliştirici barındırdığını düşünün. Şirket, kahve ithal edip müşterilerine farklı tatlarda kahve sunmaktansa kahvenin ithalat sürecinden müşterinin önüne sunulmasına kadar olan sürece odaklanıp bu süreçte bir kahvecinin ihtiyaç duyduğu hizmetleri incelerse (ki kendisi tam olarak bu işi yaptığından bu hizmetlerin neler olduğunu bildiğini varsayabiliriz) bir sektörde neye ihtiyaç olduğuna hakim olacaktır. Şirket, kendi içindeki teknoloji geliştirme imkanlarını kullanarak bu hizmetleri diğer kahve şirketlerine bir hizmet olarak yazılım (software-as-a-service – SaaS) şeklinde sunma imkanına kavuşur. Bu gelişmenin ardından şirket risk sermayedarlarından 100 milyon dolarlık sermaye alır. Mehmet Ağa Kahveleri buna rağmen gelirinin büyük bir bölümünü kahve satarak elde ediyorsa kendini bir teknoloji şirketi olarak tanımlayabilir mi?
Bugünlerde birçok şirket, teknolojiyi ucundan da olsa yakalama ve kendini bir teknoloji şirketi olarak tanımlama hevesinde. Nesne satarsanız havalı değilsinizdir ancak nesnelerin interneti konusunda bir ürün/hizmet geliştirirseniz herkes sizin ne kadar havalı olduğunuzu düşünür, değil mi?
Kendini teknoloji şirketi olarak tanımlamanın artıları
-Daha yetenekli şirketler
Reklamcılık, tüketim ürünleri ve medya şirketleri teknoloji şirketleri ile olan savaşlarında teknoloji şirketlerinin daha yetenekli şirketler olarak görülmesinden dolayı kan kaybetmeye devam ediyor. Bir şirket kendini “su şişesi satan bir şirket” olarak tanımladığında pek ilgi görmezken “Teknoloji odaklı, doğrudan tüketiciye sunulan bir su şişesi şirketi” olarak tanımladığında daha fazla ilgi görüyor. Tabii bu ikinci senaryoda şirketin büyüme potansiyeli gerçekte olabileceğinden daha yüksekmiş gibi bir algı oluşuyor. Ve elbette, ikinci şirket şüphesiz çok daha havalı.
-Yatırımcı ilgisi
2015 yılında risk sermayedarları tüm dünyada girişimlere toplamda 60 milyar dolarlık yatırım yaptı. Elbette doğal olarak herkes bu pastadan alabildiği kadar pay almaya çalışıyor. Izgaralanmış peynir satan bir girişim olan The Melt, 2011 yılında Sequoia Capital’dan 10 milyon dolarlık bir yatırım aldı, bunun başlıca sebebi ise cep telefonunuzdan sipariş verebilmenizi sağlayan bir uygulamaya sahip olmaları. Teknoloji şirketlerinin şüphesiz daha hızlı büyüme potansiyeline sahip oldukları, daha kolay pazarlandıkları ve daha büyük bir değer yarattıkları önyargısı sektörü domine ediyor.
-Vergi indirimleri
ABD’deki 52 eyaletten 42’sinde girişimler (özellikle teknoloji girişimleri) için vergi indirimleri ya da birkaç yıl vergi muafiyeti imkanı bulunuyor. Ülkemizde de bir süredir bu konuda büyük bir destek mevcut. Elbette kimse fırsatı kaçırmak istemiyor ve kendini bir teknoloji şirketi olarak tanımlamak herhangi bir şirketin bu vergi indirimlerine kolay yoldan erişebilmesine imkan sunuyor.
– Düzenlemeleri ıskalamak
Airbnb kendini bir otel şirketi olarak tanımlamaktansa bir teknoloji şirketi olarak tanımladığında, otelcilik sektöründeki hiçbir düzenlemeye maruz kalmıyor. Eğer Airbnb kendini bir konaklama firması olarak tanımlasaydı şimdiki rekabet gücünün yarısına ancak sahip olabilecekti. Bu konuda devlet adım attığında size Airbnb pazarda güçlü bir konuma gelmişti.
Eksiler
-Yanlış beyin gücüne yatırım yapmak
Bir girişimin kurucuları risk sermayedarlarının ilgisini çekebilmek adına kendilerini şirketlerini bir teknoloji şirketi olarak konumlandırma baskısı altında hissediyorlar. Doğal olarak büyük şirketlerden tanınmış birkaç mühendisi bünyelerine dahil edip yüksek meblağlar ödeyerek potansiyellerinin büyük olduğuna vurgu yapıyorlar. Bu şirketlerden bazıları daha sonra aslında hazır bir yazılımın/hizmetin de kendilerine aynı faydayı sağlayabileceğini fark edip fazladan harcadıkları paraya acıyorlar.
-Balon riski
Geçtiğimiz yıl, 1995’ten bu yana risk sermayedarlarının en çok yatırım yaptığı ikinci yıl oldu. Ancak yatırım yapılan şirketlerin çoğu hedeflerinin büyük bir kısmını tamamlayamadan miladını doldurdu. Sektörün beklentisi ise günümüzde adından sıkça söz ettiren bazı büyük girişimlerin sonunun böyle olacağı yönünde. Ayrıca bundan beş yıl sonra bir şirket giysilerle ilgili bir uygulama yazdığında büyük bir ihtimalle kendini bir teknoloji şirketi olarak tanımlamaktan kaçınacak, çünkü risk sermayedarlarının ağzı kendini yanlış bir şekilde teknoloji şirketi olarak tanımlayan girişimler yüzünden yanmaya devam ediyor.
– Beklentiler karşılanamıyor
Artılar arasında “teknoloji şirketleri daha hızlı büyüme potansiyeli vaadediyor” dedik ancak bu bazı durumlarda elde edilmek istenen etkinin tam zıttına da yol açabilir. Öyle ki çoğu “teknoloji şirketi” kendilerinden beklenen büyüme oranlarını yakalayamıyor. Beklenmedik gelişmeler çoğu şirketin tadının kaçmasına neden oluyor.
– Hızlı başlayıp çabuk bitiyor
Birkaç yıl önce Peter Thiel ve Sean Parker tarafından desteklenen elektronik sigara şirketi Njoy, düzenlemelerin henüz oturmadığı bir pazarda kendini bir teknoloji şirketi olarak konumlandırmıştı. Fidelity Investments tarafından 10 milyon dolarlık yatırım yapılan şirket astronomik büyüme beklentilerini karşılayamadığında Fidelity Investments yatırımını geri çekmek zorunda kaldı.
– Yanlış iş için sermaye almak
2011 yılında Fab.com farklı ürünlerin satıldığı bir e-ticaret platformu olarak ortaya çıktı ancak daha sonra kendi ürünlerini üretmeye karar verdi. Ortaya çıktığı zaman risk sermayedarlarından 330 milyon dolar sermaye toplayan şirket, yüksek sermaye gerektiren üretim işine girince sermayenin büyük bölümünü kısa sürede harcadı. Ve adından 15 milyon dolar gibi fazlasıyla düşük bir fiyata (kelepir olarak düşünebilirsiniz) satıldı…
Bilirkişiler “teknoloji şirketini” nasıl tanımlıyor?
Simple’ın kurucu ortağı Alex Payne, “Eğer teknoloji satıyorsanız, yani belirli bir problemi çözen bilimsel bilgileri uygulamaya dökerek para kazanıyorsanız, teknoloji şirketisiniz.” diyor.
Gartner’ın Araştırma Bölümü Başkanı Todd Berkowitz de Payne’e katılıyor. Ancak Berkowitz’in kafasındaki soru, teknolojinin ya da teknolojik hizmetlerin iş akışının anahtar bir parçası olarak bulunduran şirketlerin de bir teknoloji şirketi olarak tanımlanıp tanımlanamayacağı.
Upfront Ventures’dan Greg Bettinelli ise çok daha basit bir soruyla bir şirketin teknoloji şirketini olup olmadığını cevaplama amacında: “Teknoloji olmadan bu şirket var olabilir mi?” Bettinelli’ye göre eğer bu sorunun cevabı hayırsa şirket bir teknoloji şirketidir.
First Round Capital’dan Hayley Barna ise bir orta yolun bulunabileceği kanısında ve eğer bir şirket (Mehmet Ağa Kahveleri örneği gibi) teknoloji ile fark yaratabiliyorsa Barna’ya göre bu şirket bir hibrittir.
Kendinizi nasıl konumlandırmanız gerektiğine fazlaca dikkat etmeli ve attığınız her adımın avantajlarını dezavantajlarıyla kıyaslamalısınız. En fazla dikkat etmeniz gereken şey ise kendinize ve yatırımcılarınıza karşı dürüst olmanız.

Yazar Hakkında

mm

Girişimcileri, şirketleri, yatırımcıları ve profesyonelleri bir araya getiren geniş bir ekosistem olan İTÜ Çekirdek, kimyadan elektroniğe, bilişimden biyogenetiğe tüm sektörlere açık bir girişimcilik merkezidir.

Paylaşım
Close