Teknoloji geliştikçe kendimizi 10 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz senaryoların içinde buluyoruz. Telefonlarımızla dertleşiyor, bilgisayarımıza kızıyor, televizyonumuza laf anlatıyoruz. Kısaca teknolojiyle olan iletişimimiz insanlarla olandan pek de farklı değil.

Psikolog Byron Reeves ve Clifford Nass bu ilişkiyi “media equation” şeklinde tanımlıyor. İkilinin geliştirdiği teoriye göre “insan olmayan” medya araçlarına (TV, sinema, bilgisayar, robot vb.) insan gibi davranma eğilimi taşıyoruz. Örneğin bir akıllı asistanla konuşurken, sesinin kadın veya erkek olması bile davranışımızlarımızı değiştiriyor.

Geçtiğimiz hafta Alman araştırmacıların ortaya koyduğu çalışma da bu teoriyi kanıtlar nitelikte. Araştırmacılar, robotlarla duygusal bağ kuran insanların onların hayatına son verip veremeyeceğini sorguluyor.

Çalışmada, 89 katılımcının küçük bir insansı robot olan Nao’nun yardımıyla bir çift görevi tamamlaması istendi. Katılımcılara, “Makarna veya pizza mı tercih edersiniz?” gibi bir dizi soru cevap içeren adımları gerçekleştirerek Nao’nun öğrenme algoritmalarını geliştirecekleri belirtildi.

Ancak işin aslı bu değildi. Katılımcılar görevleri tamamladıktan sonra araştırmacılar onlara isterlerse robotu kapatabileceklerini söyledi. Ve asıl test bundan sonra başladı.

Robotlar Duygularımızla Mı Oynuyor?

Araştırmacıların “robotun fişini çekebilirsiniz” uyarısından sonra katılımcıların yarısı Nao’nun itirazıyla karşılaştı. Karanlıktan çok korktuğu söyleyen Nao hayatta kalmak için yalvarmaya başladı. Çığlıkları duyan 43 katılımcıdan 13’ü Nao’yu reddetti. 30’u ise robotu kapatmada, yakarışları duymayan katılımcılardan çok daha uzun süre kararsız kaldı.

Robotu kapatmayı reddeden katılımcılara bunu neden yaptıkları sorulunca birkaç farklı cevap ortaya çıktı. Kimisi çığlıkları duyduğunda çok şaşırdığını kimisi de yanlış bir şey yapmaktan korktuğunu belirtti. En yaygın cevap ise “robotun iradesine karşı gelmekten çekinmek” şeklinde oldu.

Peki rüm bunlar ne anlama geliyor? Robotlar tarafından manipüle edilmeye yatkın mıyız? Sonuçta yakın gelecekte bu tip senaryolarla çok daha içli dışlı olacağız.

Belki de binlerce yıldır evrendeki tek “sosyal varlık” bizler olduğumuz için iletişim kurabildiğimiz bu farklı “canlılara” aşırı hevesle yaklaşıyoruz. Neyse ki adapte olma konusunda fena değiliz. Dolayısıyla robotlarla haşır neşir oldukça şimdi farkında olmadan yaptığımız davranışları nispeten mantık çerçevesine dayandırabilecek durumdayız.

Yazar Hakkında

mm

Girişimcileri, şirketleri, yatırımcıları ve profesyonelleri bir araya getiren geniş bir ekosistem olan İTÜ Çekirdek, kimyadan elektroniğe, bilişimden biyogenetiğe tüm sektörlere açık bir girişimcilik merkezidir.

Paylaşım
Close