GİRİŞİMCİLİKTE YENİ TREND KÂRLILIK ÖNCELİĞİ
Girişimciliğin parlak çağındayız desek yanılmış olmayız, zira yıllardır küresel ekonomiye yön veren devasa şirketler yaratmak için artık 100 yıllık bir kuruluş olmaya ihtiyacınız yok. On yıl içerisinde dünyanın en büyük ve etkili şirketleri arasına adını yazdıran Facebook ve Google gibi teknoloji firmaları Amerikan tabiriyle birer garaj girişimi olarak hayatlarına başlamışlardı. Geldiğimiz noktada Google piyasa değeri 1 trilyon doları aşan firmalardan biri iken, Facebook ise aylık kullanıcı sayısı 2 milyarı geçen ve tüm dünyayı etkisi altına alan bir mecra konumunda.
Geçtiğimiz on yıl içerisinde neredeyse tüm dünyaya yayılma başarısı gösteren birçok girişimle tanıştık. Bunlardan bazıları; Uber, WeWork, Airbnb, Netflix, Bird, Tesla hepimizin merakla takip ettiği ve hatta hizmet ve ürünlerinden yararlandığı şirketler haline dönüştü.
Şirketlerin bu kadar hızlı büyümesindeki temel etkenin yaşamımızdaki değişim ve dönüşüm frekanslarının giderek hızlanmasıyla doğru orantılı olduğunu varsayabiliriz; zira internet çağında dünyaya gelen nesil artık toplumda tüketici sıfatına eriştiği yaşlarını yaşamaya başladı. İnternet sayesinde bilgiye ve istediği içeriğe son derece hızlı ulaşan bu kitlenin tüketim alışkanlıkları da aynı hızda değişkenlik gösterebiliyor. Bu da yakın dönem girişimlerinin hızlı büyümesini büyük oranda mantıklı hale getiriyor.
Büyüme Sürdürülebilir mi?
Bir garajda, yurt odasında ya da bir kafede hayata geçirilen fikirlerin kısa sürede dev şirketlere dönüşmesi girişimciliği pek tabii bir şekilde çekici hale getiren temel unsurlardan bir tanesi, peki devasa yapıya dönüşen bu şirketlerin kârlılığını sağlamak aynı derecede hızlı gerçekleşebiliyor mu?
Özellikle 2019 yılında; paylaşımlı yolculuk hizmeti sunan Uber, ortak çalışma alan hizmeti sunan WeWork ve yine paylaşımlı ulaşım hizmeti sunan Bird gibi girişimlerin art arda zarar açıklaması girişimciliğin toz pembe bir dünyadan ibaret olmadığını bize hatırlattı. Bu yolda başarılı olup kârlılık elde etmek kadar başarısız olup zarar etme ihtimali de var. Elbette elde ettiğiniz deneyimleri yeni bir girişimi hayata geçirmek için kullanmak hiçbir değerle ölçemeyeceğiniz bir kazanım olarak da değerlendirilebilir.
Yatırımcıların Yeni Gözdesi SaaS Girişimleri
Girişimcilik ekosisteminin en önemli parçalarından olan yatırımcıların yukarıda bahsettiğimiz gibi zarar açıklayan şirketlere yaptıkları yatırımlarda uğradıkları kayıplar, onları büyüme odaklı girişimlerden ziyade kâr odaklı girişimlere yöneltmeye başlamış görünüyor.
Saas (Software as a service) olarak adlandırılan ve kullanıcılarına hizmetini bir platform üzerinden sunan girişimler, günümüzde giderek daha da trend haline gelen paylaşım ekonomisinin teknolojik yansıması olarak karşımıza çıkıyor.
Hem girişimci hem de tüketici ve kullanıcılar açısından daha az maliyet yaratan SaaS çözümleriyle girişimler için ilk günden itibaren kârlı yapılar ortaya çıkarmak daha mümkün görünüyor.
SaaS girişimleri, kullanıcıların ekstra bir kaynak yaratmasına gerek kalmaksızın hizmete dönemsel olarak ulaşmasına imkân sağlayan, abonelik modeliyle yürütülüyor. Bu sayede bir altyapı kurmadığınız için verimlilik alamadığınız durumda sistemden ayrılma özgürlüğüne sahip olabiliyorsunuz.
SaaS’ın bir diğer faydası ise aynı platformu kullanan onlarca benzer şirketin bulunduğu bir ortamda sisteme katkı sağlama olanağına ve hatta bu sayede kendi müşterilerinizi yaratma olanağına sahip olabilmeniz.
New York merkezli içerik platformu Cohley, Austin merkezli hizmet servisi LawnStarter, bulut sistemi üzerinden bilgi paylaşımı ve çalışma ortamı sağlayan Egnyte gibi SaaS girişimleri hedeflerinin cirolarını değil kârlılığını artırmak olarak belirlerken, sürekli kârlılık yakalayan bu girişimler yatırımcıların da ilgi odağını oluşturuyor.
Kaynak:
https://medium.com/peoplebox-ats/saas-nedir-faydalar%C4%B1-nelerdir-2a866b13315dhttps://news.crunchbase.com/news/the-new-cool-in-the-startup-world-saasy-profitable/
