Günümüz dünyası, kişilerin özgürlüğüne ve öznel yaşantılarına vurgu yapan bireycilik felsefesinin etkisinde olsa da, kimilerimiz zamanın başından beri süren ve bu felsefeye tam anlamıyla zıt bir biyolojik geleneği sürdürüyor.

Dünyanın en zor işi, annelik, tüm canlılar tarafından paylaşılan bir mertebe fakat ona biz insanlar kadar soyut anlam yükleyen bir tür daha yok. Bunda annesine en uzun süre bağımlı kalan memeli türü olmamızın etkisi olduğu şüphesiz.

Dışarıdan bakıldığında, anne olmak tarif edilmesi güç duygusal ve düşünsel hazzın da etkisiyle girilen bir trans halini andırıyor. Tabiatın en büyük mucizesinin ortaya çıkardığı sevgi, şefkat, merhamet ve kaygı gibi duygular olmasa, 7/24 özverili bir mesai gerektiren annelik katlanılmaz bir iş olurdu.

Anne olmanın zorluğunu kanıtlamak için varsayımsal senaryolar üretmek zorunda değiliz. Halihazırda tek başına dünyanın en güç fakat sevilen işiyken, kimi anneler bununla da yetinmiyor ve herkesin zorluğunda hemfikir olduğu bir diğer meşgaleyi kendilerine dert ediniyorlar: Girişimcilik.

Hem girişimci hem de anne olmak, sorumluluk ve efor açısından bakıldığında en zor kombinasyonlardan bir tanesi. Yatırım almadan önce ufak bir ekibin gerçekleştireceği tüm işleri tek başına üstlenmek zorunda kalmak, annenin çocuğuna karşı görevlerinden feragat etmesini sağlamıyor. Tıpkı, başlangıçta kendi sermayesini kullanan girişimcilerin bir çocuk yetiştirmenin finansal yükünden muaf tutulmadıkları gibi.

ICMs Yönetim Kurulu Başkanı Servet Akçaalan

İTÜ Çekirdek’te başlattığı ICMs İnteraktif Cloud Media Sistemleri projesiyle İstanbul Ticaret Odası tarafından Türkiye’nin en inovatif 5 kadın girişimcisi arasında gösterilen Servet Akçaalan, “Teknoloji üreten anneler çok yoğun çalışıyor.” diyor.

Bilkent Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği okuyan Atilla (25) ve oyunculuk eğitimi almaya hazırlanan Ege (18) Özkaplan isimli iki erkek çocuk annesi olan Akçaalan, sıkı çalışma temposunda yoğun bir iletişim halinde olduğu Ege’den uzak kalmamak için bir yöntem geliştirmiş:

“Ege’yi mümkün olduğunca işime dahil ediyorum. Kimi işleri birlikte hallediyoruz. Bu sayede hem ona örnek olabiliyor hem de ekosistemi tanımasını sağlıyorum.”

Akçaalan her ne kadar küçük oğlunu geleceğin girişimcisi bir yazılımcı olarak yetiştirmek istese de, Ege’nin gönlü oyunculukta ve bu yönde eğitim almaya hazırlanıyor. “Onun bu kararını destekliyorum fakat benimle birlikte çalışarak zorluğu da görmesini istiyorum.” diyor.

İyi bir kameraman olsa da, Ege’nin asıl tutkusu kameranın önünde boy göstermek

15 Nisan’da İTÜ ARI Teknokent sponsorluğunda Insprad tarafından düzenlenen The Pitcher 2017’nin canlı yayın prodüksiyonunu üstlenen Akçaalan, dünyanın dört bir yanından binlerce katılımcıya ev sahipliği yapan etkinlikte de Ege ile birlikte çalışmış.

“Oğlumla birlikte çalışmaktan keyif alıyorum.” diyen Akçaalan, yanlış bir karar verdiğinde oğlunun buna karşı çıkıp kendi argümanlarını sunmasından gurur duyduğunu belirtiyor. Ege ise annesinden öğrendiği en değerli dersin, nasıl ayakta ve dimdik durulacağı olduğunu söylüyor.

Servet Akçaalan, annelik ile girişimciliğin birlikte yürütülmesi gereken iki zorlu kulvar olduğu görüşünde ve bu fikrini bir adım öteye taşıyarak, girişimciliğin bir çocuğa örnek olmak için en iyi fırsatları sunduğunu savunuyor: “Sen çalışkansan çocuğun da çalışkan olur; kararlıysan o da öyle; sen dürüst olursan çocuğun da dürüst olmayı öğrenir…”

Yazar Hakkında

mm

Girişimcileri, şirketleri, yatırımcıları ve profesyonelleri bir araya getiren geniş bir ekosistem olan İTÜ Çekirdek, kimyadan elektroniğe, bilişimden biyogenetiğe tüm sektörlere açık bir girişimcilik merkezidir.

Paylaşım
Close