Herhangi bir sürecin içerisinde çok uzun zaman boyunca yer almak, içinde bulunulan durumdan bağımsız olarak, doğru gitmeyen bazı noktaları kaçırma ihtimalinizi artırabileceği gibi iş akışındaki aşırı yoğunluk da genel resmi görmenize engel olabilir. Bir problem olduğunu hissettiğiniz noktada dışarıdan bir gözün uyarısına kulak vererek ufak da olsa bir mola vermek, sürdürülebilirlik açısından faydalı olacaktır. Farkındalığınız oluştuktan sonra ise size yardımcı olacak kaynaklara ulaşmak, yeniden yola koyulduğunuzda çözüme ulaşmanız için önünüzü aydınlatacaktır.

Yaşamda olduğu gibi iş dünyasında da içinde bulunduğunuz durumun farkına varamadığınız anlar vardır; işte bu gibi durumlarla daha önce karşılaşmış ve deneyimlerini kâğıda dökmüş insanlardan faydalanmak, hem bu yolda yalnız olmadığınızı anlayıp moral kazanmanızı hem de bir çıkış noktası bulmanızı sağlayacaktır.

Girişimcilik yolculuğunuzda karşılaştığınız problemlere çözüm bulmaya ve önünüzü daha net görebilmek adına yararlanabileceğiniz tavsiyelere ihtiyacınız varsa, daha önce benzer deneyimler yaşamış insanlara bir göz atalım.

Kuşaklar Arası Çatışma

Bir firmada farklı yaş gruplarından insanların bulunmasının bir kaosa ve iş akışında bozukluklara neden olduğunu düşünüyor olabilirsiniz, ancak bu durumu avantaja çevirme yollarını aramak da bir çözüm olabilir. Yazar Lindsay Pollak, The Remix adlı kitabında çalışanlarınızın yaşlarından bağımsız olarak güçlü yanlarını ortaya çıkarmanın sağlayacağı faydaya değinerek, farklı jenerasyonlardan insanların bir arada çalıştığı bir şirkette her bir çalışanın işe farklı bir değer katabileceğini ve çalışanları sınıflandırmaktan kaçınmak gerektiğini ifade ediyor.

Ezber Bozmak Kendini Yenilemektir

İşlerin planlandığı gibi gitmemesi ilk bakışta herkes için moral bozucu bir faktör olarak görülebilir. Global reklam ajanslarından TBWA kurucusu Jean Marie Dru, ezber bozmanın yaratıcılığın temel unsurlarından biri olduğunu savunuyor ve ekliyor, “Böylece sıfırdan başlamak için bir fırsatınız olur ve içinde bulunduğunuz duruma yepyeni bir bakış açısıyla yaklaşabilirsiniz.”

Uzmanlaşmak mı, Yoksa Çok Yönlülük mü?

Bir alanda başarılı olmak için odağınızı belirlemek gerektiğine dair genel kanıyı reddeden çalışmanın sahibi David Epstein, başarılı olmuş birçok sporcu, müzisyen, mucit, ressam ve bilim insanıyla yaptığı araştırmasında başarılı olmanın uzmanlığın değil çok yönlülüğün ürünü olduğu sonucuna varıyor. Bilgi alanınızı genişletmenin ve farklı alanlarda bilgi sahibi olmanın tek bir alanda uzmanlaşan insanların göremediklerini görmenizi sağladığını vurgulayan yazar, başarının kaynağını bilgi çeşitliliğiyle ilişkilendiriyor.

Kazanan Olmanın Zorunlu Olduğu Bir Dünyadasın

Kariyer sahibi olmanın her geçen gün biraz daha zorlaştığını düşünüyor olabilirsiniz. Yazar Neil Irwin, büyük bir hızla değişen koşullara rağmen her sektörde geçerliliği olan ve hazmedilmesi gereken adımları ve bakış açılarını özetlediği kitabında, dolambaçlı yollardan geçmiş bir kariyere sahip biri olarak, olacakları öngörebilmek için çok geniş bir çerçevede düşünebilmemiz ve gerçek bir Rönesans insanı olmamız gerektiğiniz vurguluyor.

Değişen Koşullara Uyum Sağlamak

Liderlik, kendi başına herhangi bir işi iyi yapmanın çok ötesinde bir kabiliyet gerektiriyor. Liderlik konusundaki araştırmaları ve yazılarıyla bilinen New York Üniversitesi ve Harvard Medical School öğretim üyesi Jeffrey Hull, çalışanların artık 7 gün 24  saat birbirine bağlı bir şekilde yaşadığı günümüz iş dünyasında başarılı bir lider olabilmek için F.I.E.R.C.E olarak kısalttığı altı özelliğe sahip olunması gerektiğini vurguluyor: Esneklik, Amaç Sahibi Olmak, Duygusal Zekâ, Şeffaflık, İş birliği ve Etkileşim.

Yazar Hakkında

mm

Girişimcileri, şirketleri, yatırımcıları ve profesyonelleri bir araya getiren geniş bir ekosistem olan İTÜ Çekirdek, kimyadan elektroniğe, bilişimden biyogenetiğe tüm sektörlere açık bir girişimcilik merkezidir.

Paylaşım
Close