Büyüme ve ivme başarılı bir icranın anahtar kelimeleridir. Büyüme girişimdeki tüm problemleri çözer, büyüyememe sorunu ise yalnızca büyümenin kendisi ile aşılabilir.

Girişiminiz büyüyorsa kazandığınızı hissederseniz, herkes mutludur ve kariyerlerinin ilerlediğini hissederler. Eğer büyümüyorsanız, kaybettiğinizi hissederseniz. İnsanlar mutsuzdurlar, sorumluluklar konusunda tartışırlar ve birbirlerini suçlarlar. Pek de iç açıcı bir ortam değil doğrusu.

İvmelenmeyen girişimlerde çalışanlar yıpranırlar. Bu durum son derece moral bozucudur.

Başarılı olmak isteyen bir girişimin ana yönergesi “asla ivmeni kaybetme” olmalıdır. Peki ama bu nasıl mümkün olabilir?

İlk adım bunu girişiminizin en öncelikli misyonu haline getirmektir. Firma kendi CEO’nun yönergelerine göre konumlandırır. Girişiminizin kendini adapte edeceği tek bir ölçüte sahip olduğundan emin olmalısınız. Bunu başarmak için öncelikle, girişiminizin için uygun olan büyüme ölçütünü saptamak için mesai harcamalısınız. Eğer büyümek istiyorsanız ve hedefe nasıl ilerleyeceğinizi saptadıysanız, girişiminizin geri kalanı da buna odaklanacaktır.

Birkaç örnekle devam edelim:

Airbnb’nin kurucuları, hedefledikleri büyüme oranının bir grafiğini çizdiler ve ofisteki her yere astılar; buzdolabının üstüne, masalara ve hatta lavabo aynasına. Haftalık hedefi tuttururlarsa her şey yolunda gidiyor demekti, eğer tutturamazlarsa ortada çözülmesi gereken bir problem olduğunu anlıyorlardı.

Mark Zuckerberg’e göre Facebook’taki en büyük yeniliklerin başında, büyümenin yavaşladığı dönemde kurulan “büyüme grubu” geliyor. Bu grup firmadaki en prestijli departmanların başında ve herkes yaptıkları için ne kadar kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor. İşleri ise Facebook için doğru büyüme ölçütlerini belirlemek ve firmanın bu yönde pozisyon almasını sağlamak.

Girişiminizin potansiyelini neyin kısıtladığını
bilmeden sorunu çözemezsiniz

Büyümenin önündeki engellerin bir listesini çıkarın. Sürecin bizzat içindeki ekip arkadaşlarınızın da daha hızlı büyümenin yollarına dair fikirleri olabilir. Girişiminizin potansiyelini neyin kısıtladığını bilmeden sorunu çözemezsiniz.

Yapmayı planladığınız her şeyin sağlamasını “bu büyümemize hizmet edecek mi?” sorusuyla yapın. Örneğin konferanslara gitmek genellikle büyüme potansiyelini artırmanın en verimli yolu değildir; tabii orada satış yapacak ya da yatırım alacaksanız  başka.

Girişimler için başarı ölçütleri ve finans konularında şeffaflık iyi bir yöntem. Bazı girişimciler nedense çalışanlara karşı şeffaf olmaktan çekiniyor. Şeffaflık, tüm firmanın bir bütün olarak büyümeye odaklanmasını sağlaması açısından kritik önem taşıyor. Çalışanların ölçütlere odaklanmalarıyla performansları arasında direkt bir ilişki olduğu görülüyor. Eğer ölçütleri saklarsanız, insanlardan onlara odaklanmalarını bekleyemezsiniz.

Ölçütlerden bahsediyorken kendinizi kandırmamalısınız. Girişimcilerin sık yaptığı hatalardan birisi yalnızca yeni kullanıcıları büyüme ölçütü olarak almaları. Oysa mevcut kullanıcılarınızı kaybetmemek, en az yeni kullanıcı kazanmak kadar önemlidir.

Büyüme ivmesini sürdürmek için firma içi ahenk yakalamak çok önemli. Ürüne eklenecek yeni özellikler, müşteriler, işe almalar, gelir hedefleri ve işbirlikleri gibi konuları ekibiniz ile konuşmalısınız.

Agresif fakat başarılabilir hedefler belirleyip, ilerlemeyi aylık bazda incelemelisiniz. Başarıları kutlayın! Ekibinizle stratejilerinizi konuşun, müşterilerden duyduklarınızı ekiple paylaşın. Firma içi ne kadar çok bilgi paylaşırsanız ahenk ve odak o kadar artacaktır.

Girişimcilerin sıklıkla içine düştüğü birkaç tuzak var. Bunlardan bir tanesi, girişim inanılmaz bir hızla büyürken, her şeyin verimsiz ve pamuk ipliğine bağlı ilerlemesi. Böyle senaryolarda genellikle tüm elip diken üstündedir. Aslına bakarsanız, bu durum çok nadir olarak girişim batırır. En güncel örnek Friendster verilebilir. Her ne kadar sezgilere aykırı gelse de, hiçbir şeyin optimize edilmediği halde hızlı büyümek iyi bir şey çünkü daha fazla büyümek için tek yapmanız gereken sistemlerinizi ve yapınızı optimize etmek.

İleri görüşlülük iyidir fakat bazen sorunlara yol açabilir

İleri görüşlülük iyidir fakat bazen sorunlara yol açabilir. Bir diğer tuzak ise uzak gelecekte karşılaşılacak sorunları bugünden çözmeye çalışmak. “Bunu büyük ölçekte nasıl yapacağız?” sorusunun cevabını, o ölçeğe geldiğinizde arayabilirsiniz. Öncelikli hedefiniz oraya ulaşmak olmalı. Geleceği ise mevcut ölçeğinizin 10 kat büyümüş haliyle öngörmeniz yeterli ve verimli olacaktır.

Birçok erken aşama girişimi “ölçeklenmeyen şeyler yap” mottosunu benimsemeli. Örneğin, başarılı girişimlerin çoğunluğu daha ilk zamanlarında iyi bir müşteri hizmetlerine sahiptir. Diğerleri ise bunun ölçeklenemez olduğunu düşünerek maliyetinden kaçınmayı tercih eder. Oysa ki büyük resimde işler farklı görünür. İyi müşteri hizmetleri, girişime daha ilk dönemlerinde sadık bir müşteri tabanı oluşturma şansı verir. Ürün iyileştikçe müşteriler daha az desteğe ihtiyaç duyacaktır çünkü ürününüzü onlardan aldığınız geri dönüşler çerçevesinde sürekli olarak iyileştirmişsinizdir (bknz: Bölüm III).

“Ölçeklenmeyen şeyler yap” mottosu uzun vadede para kazanmanızı engellemez. Kaldı ki başlangıçta girişiminizin kârlı olması şart değildir. İlk dönemlerde bu yönde yapacağınız atılımlar, gelecekte size kârlılık yolunda büyük avantaj sağlayacaktır.

Bir diğer tuzak ise oransal büyüme iyi olduğu halde, ortaya çıkan mutlak sayıların yeterli görülmemesi. Birçok girişimci bu yüzden moralini bozabiliyor. Bugünün devlerinin de bir dönem ufak sayılarla büyümeye başladığını unutmamalısınız.

En büyük tuzakların başında ise girişimcinin büyüme sağlayacağını düşündüğü fakat pratikte işe yaramayacak ve çok zaman çalan fikirler geliyor. Diğer firmalarla yapılan anlaşmalar ve “dev basın yemekleri” yaygın örnekler olarak verilebilirler. Kağıt üzerinde heyecan verici gözükseler de, bu gibi hamlelerin büyüme yolunda pek de verimli olmadıkları ortada.

Büyümeye giden direkt yollar önceliğiniz olmalı

Büyümeye giden direkt yollar önceliğiniz olmalı. Diğer büyük firmalar gibi müşterilerin kullanmak isteyeceği ürünler geliştirin, müşteri tabanınızı genişletmek için efor sarf edin ve farklı büyüme stratejilerini deneyimleyin.

Satış ve pazarlama kötü anlam ifade eden kelimeler değiller. Eğer iyi bir ürününüzün yoksa ikisi de sizi kurtaramaz fakat büyümenizi ciddi oranda ivmelendirebilirler. Özellikle B2B girişimlerin bu iki alanda uzmanlaşması çok önemli.

Girişiminiz satış yapabilmeli. Kuruculardan en az bir tanesi, insanlardan ürününüzü kullanmalarını ve karşılığında para ödemelerini istemede iyi olması gerekiyor.

Alex Schultz, son kullanıcıya ürün geliştiren girişimlerin izlemesi gereken bir büyüme ders verdi; buradan izleyebilirsiniz. B2B ürünler için ise doğru yanıt aylık bazda gelir artışını takip etmek. Unutmayın satış döngüsü ne kadar uzun olursa, girişiminizin ilk birkaç ayı o kadar zor görünecektir. Öte yandan ilk müşterilerini girişimlerden seçerek bu döngüyü kısaltan girişimlerin yöntemi de kesinlikle denenmeye değer.


Yazar Hakkında

mm

Girişimcileri, şirketleri, yatırımcıları ve profesyonelleri bir araya getiren geniş bir ekosistem olan İTÜ Çekirdek, kimyadan elektroniğe, bilişimden biyogenetiğe tüm sektörlere açık bir girişimcilik merkezidir.

Paylaşım
Close