Girişimciliği semantik açıdan ele alacak olursak, aklımıza ilk gelen üzerindeki hareket gerekliliğini kaçınılmaz kılan dinamik anlam yükü. Girişimcilik denildiğinde herkes geçerli farklı tanımlar yapabilecekken, “önceden belirlenmiş hedef ve amaçlara ulaşmak doğrultusunda bir şeylere atılmak, girişmek ve fırsatları değerlendirmek” tanımının da bu kabul görenler kervanında kendine yer bulmaya değer olduğu su götürmez bir gerçek.

Teknoloji girişimciliği özelinde ele alacak olursak <dijitalleşme çağının sürekli inovasyon kültürünü de göz önünde bulundurarak>, bu girişme eylemi yenilikçi ve dönüştürücü yaklaşımların ticarileştirilmesi çabalarını da kapsıyor. Dünya nüfusunun çoğunluğu tarafından daha önce duyulmamış veya benzerleri olsa da kulak asılmamış bir ürün veya hizmeti gerçeğe dönüştürmek istediğinizde, kimi insanlar suratınıza onlardan 200 TL borç istiyormuşsunuz gibi bakabilir. Hatta bu kişilerden bazıları yatırımcı da olabilir.

Kimileri tarafından reddedilirsiniz. Üstelik bu yalnızca girişimciliğin değil, bizzat hayatın sıradan bir gerçeği. Fikrinizin yahut bizzat kendinizin reddedilmesi, sizin onlara yüklediğiniz varsayımsal sebeplerden genellikle daha farklıdır. Dolayısıyla, bir fikrin reddedilmesi, onun kötü bir fikir olarak etiketlenmesi için kesinlikle yeterli değildir.

Reddedilme korkusu, irdeleyerek veya pazarlık ederek istediklerimize ulaşabileceğimiz fırsat dolu senaryolardan koşarak uzaklaşmanıza sebep olur. Eğer başarılı olmak istiyorsanız, reddedilme korkusunu aşmalı ve hedeflerinize ulaşmak için elinizden gelenin en iyisini yapmaya odaklanmalısınız.

“- Peki ama nasıl?” dediğinizi duyar gibiyiz. Bunun yanıtı aşağıdaki oynatıcıda 100 gün boyunca reddedilerek öğrendiklerini anlatan genç girişimci Jia Jiang tarafından anlatılıyor:

Yazar Hakkında

mm

Girişimcileri, şirketleri, yatırımcıları ve profesyonelleri bir araya getiren geniş bir ekosistem olan İTÜ Çekirdek, kimyadan elektroniğe, bilişimden biyogenetiğe tüm sektörlere açık bir girişimcilik merkezidir.

Paylaşım
Close